/i/Kültür Sanat

    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    baklawa, baklava: baklava
    bashlyk: başlık
    bey: bey
    bergamot: bey armudu, bergamot
    beylik, beylic: beylik
    bosh: boş, saçma (konuşmak)
    bulgur: bulgur
    buran: buran, fırtına 
    cafe: kahvehane, kafe
    caique: kayık
    calpac, calpack, kalpak: kalpak
    caracal: karakulak, bir tür Afrika vaşağı
    caviar, caviare: havyar
    cham: han
    chiaus: çavuş
    chibouk: (tütün içmek için) çubuk
    chouse, chowse: hile yapmak (çavuş'tan)
    coffee: kahve 
    dey: dayı, eskiden Kuzey Afrika'da yönetici
    dolman: dolama, bir tür giysi 
    dolmush: dolmuş
    doner: döner
    effendi: efendi 
    firman: ferman 
    giaour: gavur 
    janizary, janisary: yeniçeri 
    kabob, kabab, kebab, kebob, cabob: kebap
    kantar: kantar (ağırlık birimi)
    karakul, caracul: karakul, bir cins koyun
    kavass: kavas, elçiliklerde koruma görevlisi
    khan: han, kağan
    kilim, kelim: kilim
    kiosk: üstü kapalı etrafı açık sergi yeri (köşk'ten)
    kumiss, koumiss: kımız
    kurbash: kırbaçlamak
    kurgan: kurgan, mezar üzerine toprak yığılarak yapılan küçük tepe
    odalisk: odalık
    oka, oke: okka
    ottoman: koltuklu sedir, divan (Osmanlı'dan) 
    pastrami: pastırma
    pacha, pasha, bashaw: paşa
    pilau, pilaf, pilaff, pilaw: pilav
    raki, rakee: rakı 
    rumelia: rumeli
    samiel: sam yeli
    sanjak: sancak
    sarma: sarma
    seraglio: harem (saray'dan)
    serai: saray
    shagreen: bir çeşit deri (sağrı'dan)
    shaman: şaman
    shashlik, shaslik: kebap
    sherbet: şerbet
    spahi, spahee: sipahi 
    taffeta: tafta
    tavla: tavla
    tekke: tekke
    tsatgibi, tzatziki: cacık
    tughra: tuğra
    tulip: lale (tülbent'ten)
    turban: türban (tülbent'ten)
    turk: değişime istekli, genç dinamik kişi (Türk'ten) 
    turquoise: turkuaz
    ulan, uhlan: Prusya ordusunda asker (oğlan'dan) 
    vilayet: vilayet 
    yarmulke, yarmelke: Yahudilerde giyilen bir çeşit başlık (yağmurluk'tan)
    yashmac, yashmak: yaşmak, bir tür kadın giysisi
    yataghan, yatagan, ataghan: yatağan, bir tür kılıç
    yoghourt, yoghurt, yogurt: yoğurt
    yoruk, yuruk: yörük, Anadolu'daki Türk göçebeler
    yurt, yurta: bir tür taşınabilir çadır (yurt'tan) 
    zaptiah: zaptiye
    zill: zil (yuvarlak, metal nesneden yapılan müzik aleti)
    Alıntıdır.
    ···
   tümünü göster