+19
Sonra bu sesin bana ait olduğunu, içimi ısıttığını fark ettim. O ses Yağmur’a aitti.
Doğruldum. Yanına oturdum. Birbirimize bakmıyorduk, bir hafta boyunca da konuşmamıştık. Kim suçluydu o mu, ben mi?
Bu sorunun cevabını veremezdik ikimiz de ama benim cevaplamam gereken sorular vardı. “Neden dershaneye gelmedin? Bir hafta boyunca neden hiç aramadın? Hiç mi merak etmedin? Hiç mi özlemedin?” diye sorular sordu peş peşe her sorudan sonra ses tonu artmış. Son soruda bağırmıştı.
“Özledim” diyebildim sadece.
“Arasaydın o zaman beni” deyip üste çıkmaya çalıştı.
“Ben bu halini değil, eskiden güldüğün mutluluk saçtığın halini özledim” dedim.
Cevap veremedi. Ben de gömdükçe gömdüm.
“Benimle sabahlara kadar konuştuğun günleri, buraya gelince başını omuzuma koyup saatlerce sustuğun günleri, birlikte saçma şeyler yapıp eğlendiğimiz zamanları, ders çalışacağız bahanesiyle buluştuğumuz akşamları, en çokta gülerken yüzünden oluşan gamzeleri özledim” dedim.