/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 226.
    +1
    çalan telefonunu montunun yan cebinden çıkararak sessize aldı.. telefonun ekranını bana göstermemek için biraz çaba harcamıştı.. belli ki kimin aradığını görmemi istemiyordu..
    bu düşünceye pek ihtimal vermesem de aklıma gelmişti.. gece eric le iletişime geçmesi, sabah benle buluşmadan önce eric le buluşmuş olması ve 15 dklık mesafeyi 2 dk da gelmesi.. çok da umursamayarak sordum;
    "hayırdır, kim bu kadar ısrarlı arayan?"
    "seni ilglendirecek biri değil"
    "o arıyor dimi eric.. gece onula konuştun, sabahta yanıma gelmeden önce onunla beraberdin dimi?"
    demiştim ya bu kadarına ihtimal vermiyorum diye.. sadece öylesine olta atmıştım.. nerden bilebilirdim pek ihtimal vermediğim teorinin gerçek olduğunu..
    "evet eric arıyor.. sabahta onunla beraberdim.. beni affedebilmesi için elimden gelen her şeyi yapıcam"
    hani derler ya "beynimden vurulmuşa döndüm" diye.. aklım, beynim, vurulacak her şeyim uçup gitmişti.. o sözleri işittikten sonra yüzümün aldığı şekli pek bilmiyorum ama mary nin yüz ifadesi korkuyla kaplandı.. kanı çekildi adeta.. öfkeliydim, hem de hiç olmadığım kadar öfkeli.. o an mary yi bayılıncaya kadar tokatlamak istedim.. ama yapamazdım, kendime engel olmalıydım.. netice de ne kadar aşağılık da olsa karşımda bir kadın vardı.. o güne kadar hiç bir kadına el kaldırmamıştım, o an da yapmayacaktım.. üstelik karşımda, gözümde bütün değerini kaybetmiş herhangi bir varlıktan başka kimse yoktu.. bulunduğum mekanda olay çıkartarak, bu kadar değersiz birisi için kendimi rezil bir duruma düşüremezdim.. derin bir nefes aldıktan sonra tüm sakinliğimi korumaya çalışarak son sözlerimi söylemeye başladım.. gözlerinin içine bakarak;
    "kaldır kafanı ve gözlerimin içine bak.. gerçi senin gibi haysiyetsiz aşağılık bir insandan bunu istemek fazla olur ama gözlerimin içine bakacaksın.. bundan sonra ne olacak biliyor musun, o eric denen çocuğun kafasını gözünü, kolunu bacağını kırıp bütün sosyal hayatını bitirdikten sonra senin önüne atıp al bununla evlen diyeceğim"
    göz bebekleri kocaman olmuş ve gözleri dolmuş bir şekilde;
    "böyle bir şey yapamazsın"
    "beni tanıyorsun ve böyle bir şeyi yapabileceğimi gayet de iyi biliyorsun"
    biraz önce dolu olan gözlerinden yaşlar süzülerek;
    "yalvarıyorum sana lütfen yapma, onun hiçbir suçu yok ne yapmak istiyorsan bana yap yalvarırım"
    oturduğum yerden masaya dirseklerimi koyup masanın üzerine biraz da abanarak ona doğru eğildim.. alaycı bir tavırla devam ettim;
    "çok mu korktun?"
    "... "
    "o korkuyu nasıl yaşadığını yüzünde okudum ya ben istediğimi aldım.. merak etme, bu saatten sonra sizin gibi ucuz insanlarla vakit harcayacak bir insan değilim.. eric dediğin çocuk zavallının biri.. onun da tek şansızlığı zamanında seni tanımış olması ve senin gibi karaktersiz bir insanla bir şeyler yaşamış olması.. eğer tüm yaptıklarına rağmen seni affederse ki affedecek, onun da karakterini gibeyim ben.."
    vereceğim tepkilere daha önceden az çok kendini hazırlamış bir şekilde, başını önüne eğmiş bir vaziyette sadece dinliyordu.. devam ettim;
    "hatırlıyor musun; "neden sürekli seni bırakıp gidecekmişim gibi bakıyorsun bana" demiştin.. evet hatırlıyorsun.. yanılmadığımı gösterdiğin için helal olsun sana ama itiraf edeyim bu kadar karaktersizce göstereceğin aklıma dahi gelmemişti.. ne koyuyor biliyor musun verdiğin sözlerin yalan olması, yaşadığımız, benim güzel sandığım tüm o anıların sahte oluşu ve bugüne kadar nasıl da sana kanmış olmam.. içine düştüğüm şu durumu hatırladıkça kendimi hiç affetmeyeceğim.. hani sana söylemiştim ya "benle değilsen asla mutlu olmanı istemem" diye aynen öyle işte.. asla mutlu olamayacaksın mary.. beni, hiç haketmediğim halde düşürdüğün bu durumdan sonra asla mutlu olamayacaksın.. son olarak sana asla hakkımı helal etmiyorum.."
    o sırada karşıdan eric in geldiğini gördüm;
    "aha geldi seninki.. hadi bakim ikile"
    "söylediğin onca şeye rağmen ben senin mutlu olmanı istiyorum.. ve hakkımı helal ediyorum bysavas.. sen iyi bir insansın"
    "gibtirtme şimdi iyilik meleği ayaklarını da ikile hadi, uza karşımdan"
    o sırada oturduğumuz masaya eric geldi ve mary yi kolundan sürükleyerek;
    "hadi hadi ya ne konuşuyorsun daha"
    dedi ve gittiler..
    ne yapacağımı bilmez bir vaziyette önce oturmayı düşündüm ama insanların hemen hepsinin gözü beni izliyordu.. muhtemelen de tüm konuşmalara şahit olmuşlardı.. oturmaktan vazgeçip hızlı adımlarla cafeden çıktıktan sonra eve gitmek üzere otobüse bindim..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster