-
226.
+2aynı günün akşamı.. ne bir mesaj ne bir arama.. kırgındım arkadaşlar hem de hiç olmadığım kadar.. üstelik o da herhangi bir adım atmamıştı..Tümünü Göster
saat 22.00 civarı gelen mesaj;
"ben yazmasam, ben aramasam sende arayıp yazmıyorsun.. bir kere de sen yazsan, sen arasan.. neden böyle yapıyorsun?"
"benim de aradığım zamanlar oldu"
"o zamanları nedense ben hiç hatırlamıyorum"
bu arada elimde telefon, swarm da takılıyorum.. mary nin profiline girdim, beraber olduğumuz birkaç fotoğraf vardı, onların hepsini sildiğini gördüm.. bir darbe daha yedikten sonra istemeye istemeye mary ye yazdım;
"swarm profilindeki beraber olduğumuz fotoğrafları kaldırmışsın?"
"evet kaldırdım.."
ben hala daha bir açıklama yapar, ne bileyim "evet ama şundan şundan dolayı kaldırdım" gibisinden kıvırma şekline falan girer diye düşünüyordum... hiçbir açıklama yapmamıştı.. net bir şekilde; "evet kaldırdım" . ve devam etti ama umduğum gibi değil;
"yarın seninle görüşmemiz lazım. vaktin varsa eğer"
"benim senin için her zaman vaktim var biliyorsun.. olmasa bile vakit yaratıyorum."
"tamam yarın görüşelim"
daha öncesinden, pazartesi günü görüşmeyi teklif ettiğimde; iş olduğunu söylemişti.. her zaman olduğu gibi bana ayıracağı vakti yoktu..
evet arkadaşlar şu an anlattığımda sizinde hemen aklınıza gelen, benimde o an çok düşünüp tartmadan sonucuna ulaştığım o şeyi planlıyordu.. evet, evet benden ayrılmayı planlıyordu.. çokta düşünmeden bu kez aradım;
"aklıma gelen şeyi yapmayı çalışıyorsun dimi?"
"ne geldi aklına?"
"yarın ki görüşmemiz son konuşmamız olacak ve beni bırakıp gideceksin"
"şu an bunu konuşmak istemiyorum.. yarın yüz yüze konuşuruz"
onaylamamıştı ama aksini söyleyip hayır da dememişti..
"ben yarın görüşmek istemiyorum, ne derdin varsa şu an telefonda söylersin"
"telefonda konuşulacak basit şeyler değil, konuyu kapatalım lütfen yarın konuşuruz"
"son kez söylüyorum, derdin neyse burdan anlat sonuca bağlayalım. hem şimdiden kurtulmuş olursun benden.."
"hayır yarın yüz yüze konuşucaz.. daha fazla uzatma lütfen"
ısrar ediyordum, inatla konuşmak istemiyordu.. gerçek şu ki; mary nin söyleyeceği şeyleri duymaya cesaretim yoktu.. bir umutla yazmaya devam ettim (kız beni bırakmak için can atıyor, ben hala bir umut bir umut.. nah sana umut)..
"tamam görüşelim ama bir şartla gelirim.. sen belli ki benden ayrılmayı kafana koymuşsun.. konuşup anlaşıp olayları tatlıya bağlayabileceğimiz, senin bu kararından vazgeçebileceğin küçükte olsa bir ihtimal var mı? lütfen ama lütfen doğru söyle.. içinde beni tamamen öldürmediğin, tekrar yaşatıp hayata döndürebileceğin küçük bir ihtimal? eğer yoksa senden o cümleleri duymaya cesaretim yok.. bu yüzden görüşmek istemiyorum.. buradan konuşup kurtul benden"
"yarın konuşalım bysavas belki vardır o ihtimal"
"sözüne güvenerek yarın seninle görüşücem"
"tamam yarın işim bitince seni ararım.."
gece, sabaha kadar satırlarca, paragraf paragraf kararından vazgeçmesi için yalvardım.. onlarca mesaj attım.. neler yazdıklarımı şuraya döksem ayrı bir hikaye daha çıkar.. uyumadığını biliyordum.. sabaha kadar hepsini okuduğunu da biliyorum.. bir tek cevap dahi alamadım..
umuttur, insanı hayatta tutup, öldürmeyen..
umuttur, insanı hayatta tutup, yaşarken öldüren...
başlık yok! burası bom boş!