+2
şubatın sonlarına yaklaşıyoruz.. hala aynı mağazadayız ve ilişkimizi saklamak mecburiyeti beni pgibolojik anlamda tüketmeye devam ediyordu.. her ne kadar mary yi o kadar çok sevsem de bu gizlilik canıma tak etmeye başlamıştı artık..
kavgalarımız, şiddetleniyor, birbirimizi sudan sebeplerle fazlaca kıskanıyor tüm bu durumlar ikimiz üzerinde de gerginliğe sebep oluyordu..
artık, birimizin mağazayı bırakması gerekiyordu ama o kişi ben olamazdım.. neden diye sorarsanız; çalışmaya mecburdum arkadaşlar.. aylık zorunlu ödemelerim geliyor, para kazandığım halde bile bu ödemeleri yapmakta zorlanıyordum.. mary ye gelirsek; ailevi durumu çok üst düzey olmasa da, iyiydi.. çalışma gibi bir mecburiyeti kesinlikle yoktu.. hatta kendi anlattığına göre, babası çalışmasına çok sıcak bakmıyordu.. ama bir kez olsun kendisinden; senin işi bırakmana gerek yok, çalışmak zorundasın, gerekirse ben bırakırım lafını duymamıştım.. hatta bu konuda, çevremdeki insanlar defalarca beni uyarmıştı; "bak bysavas sen çalışmak zorundasın ama onun öyle bir zorunluluğu yok.. neden sen değilde o işi bırakmıyor.. neden kendisi sana gelip, sen devam et ben bırakayım teklifinde bulunmuyor" diyerek defalarca uyarılarına maruz kalıyordum.. evet, bütün bunları ben de düşünebiliyordum ama mary ye olan aşkım gözümü o kadar kör etmişti ki hepsini çok üzerinden durmadan geçiştiriyordum..