-
26.
+2Sabah ısıkları vurmadan kargalar ötmeye başladı. Köyün meydana giderek sesimin yettiğince ezan okumaya başladım. Bugün şehirden devlet memuriyetleri gelecek. Cihan harbi için orduya alınacak gençlerin isimlerini alacaklar. Ülke buhranlı günlerdeki vesselam. Sabah namazını kıldırmak için camiye geçtim. Içerde su sırasıı kullanan birkaç yaşlı muhtar Hamit ve oğlu Osman'da vardı.
Namazı kıldırdıktan sonra üç cenderme ve iki kaymakamlık görevlisi köye varmıştı. Peteklerime bakmak için camiden dışarı cıkınca istemeden muhtar ile onları karşılamış oldum. Osmanda galiba benim gibi devlet erkanını sıkıcı buluyor olacakki benim arıların yanına gideceğimi duyunca benimle gelmek istedi.
Osman kızım Fehime ile yaşıt genç yağız bir delikanlıdır. Köydeki diğe gençler gibi çoban sırasına çıkar. Köyde olduğu zamanlarda ise ya avlanır yada kurumuş dişbudakları baltayla keset ve neredeyse bütün halinde köye getirir.
Sabah olduğu için arılar fazla uğraştırmamıştı. Tepelik bi bölgeye kurduğum için ayılar fazla ulaşamıyordu da. Dönüş yolunda yolu şaşırmış olacağız ki karşıma daha önce hiç görmediğim bir taş cıktı bir Mezara benziyordu. Üstünde Arapçayanın soldan ve ters yazılmış haline benzeyen bir yazı vardı. Osman ile birbirimize baktık. Osmanın aklına define gelmiş olacak ki hemen kurcalamaya başladı kollarından tutup çektim. Çünkü Ermeniler gömdükleri definlere çok ciddi büyü yaptırırlardı. Kücükken babam anlatırdı.
Ama o sırada kayanın ustten kapak gibi birşeyi düştu. Içinde bir tutam saçtan başka birşey yoktu. Heralde köyün çocukları eğlenemeye felan çalışıyorlardı. Genede yazılar hayra alame değildi birçocuk öyle yazamaz. Korkmadım değil kayanın kapağını kapattım ve onden giden Osmanı yakalamak için hızlı adımlarla yürüdüm.
Osmanın bir paçasına o saçtan dolanmıştı sanırım...
başlık yok! burası bom boş!