/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1301.
    +7
    ben bilirsiniz beyler. yardım etmeyi severim. burada benden yardım isteyen bir çok kişinin işini hallettim. daha önceden devler liginde de yardım isteyeni geri çevirmedim. herkese hakettiği gibi davranmak benim mottomdur. omar ve sekreterim zeynoyla daha önce bir çok müşterinin işini halletik. bunlar çoğu zaman çözümsüz davalar değildi. fakat bu şirkette aşırı derecede bi saygınlığım vardı ve yere düşen kağıdı yerden alsam bile büyük bi başarıymış gibi anlatılıyodu. insanlarda hayranlık uyandıran bi hikayem vardı. nedenini bilemesemde. ben bunu şuna yoruyodum. diğer şirketlerde o kadar kötü şartlara ve o kadar kötü muameleye maruz kalmışım ki aslında ne olduğumu asla farkedememişim. beni her daim kozada olduğuma inandırmışlar. ve ben o kozadan çıkmayı bir an bile düşünmemişim. kozadan çıktığımda ise bi kelebekten çok daha fazlası olduğumu farkettim. farkediyordum. farkettiriyolardı. çünkü konuşuluyodu. sizi dostlarınızın takdir etmesi sizi iyi bi dost yapar. fakat düşmanlarınızda sizi takdir etmesi, işte bu sizin gerçekten yaptığınız işin en iyisi olduğunuzu gösterir. ve bunu yapmaya da devam edecektim. omarla ve zeynoyla günden güne yakınlaşmıştık. zaten baştan beri ikiside sıcak kanlıydı ve benimle çalışmaktan gurur duyuyorlardı. canla başla şevkle çalışıyolardı. zeyno benim biraz incin olduğumu anladığından dolayı günden güne herşeyimi ayarlar olmuştu. ona ilerleyen günlerde zuzu demeye başladım. onun hikayesini şöyle anlatayım. ofisteki ilk günlerde bize bi tane müşteri geldi. daha doğrusu benim patronum yani benim bağlı olduğum birimin başı o kadın demiştim ya adını söylemediğim. bir çoğunuzun aklında geçen isim bahar değil. hülya. hülya gelip bu müşteriyle benim ilgilenmemi istediğini söyledi. herifler zengin herifler. istanbulun ortasında güzel bi restorasyon çalıışması yapacaklar. fakat şirketleri başka bir şirket ile ortaklık halinde zütürüyo bu işi. o yüzden iki şirketinde anlaşmaya ve ellerindeki sözleşmeye bağlı kalmaları lazım. size demiştim işi bitirmek için ortaklıklar kurulur geçici ortaklıklardır falan gibi. bu iki şirket zamanında istanbulda güzel bi iş hanı inşa etmişler. bilmem kaç senesinde. bu iş hanının ilk müşterileri o zamanların küçük esnaflarıymış. fakat bu zamanla büyümüş. tabi işi yapan şirketlerde büyümüşler. başlarda ortaklıklarını kurmuşlar. biri demiş işte ben çimentoyu alayım sen demiri, ben işte şunu alayım sen şunu hallet falan gibi öğrenci evi gibi düşünün. iki şirkette üzerine düşeni yaparak bir sözleşmeye dayalı işlerini yapıp bitirmişler. bitmiş iştende her bir kiracıdan yarı yarıya kiralarını bölüşüyolar. aynı şekilde her iki şirkete de kar payları ve bütün giderler yansıtılıyo. bölünerek. ikiside yarı yarıya sorumlu. fakat iş hanı günden güne bakıma ve restorasyona ihtiyaç duymuş. daha doğrusu bize gelen şirket bunu söylüyo. iki şirketten birisi benim önümdeki adam. adam diyoki başlarda tamam iş hanını kurduk. müşterilerimiz kiracılarımız terzi, tuhafiye, giyim kozmetik kuaför falan gibi ufak işletmelerdi. fakat gelişen şartlarda hepsi büyüdü. tıpkı bizler gibi. yeni gelen kiracılar oldu. eskilerden gidenler oldu. üstüne yıllardır dükkanlarında duranlar var. fakat yeni dönemi biliyosunuz. eskiye bağlı kalınamaz. diğer ortağımda tıpkı benim gibi düşünüyo. yenilemeye veya binanın tamiratı gibi önemli yenilemeleri yapmaya hemfikir. fakat devir artık eskisi gibi duvarlarla çevrili bi iş hanı devri değil. artık konsept şeyler tutuyo. artık işleri büyütmek istiyosak belli bi konsepte uymak zorundayız. yada bi konsept yaratmalıyız. o yüzden bütün iş hanının bu konsepte uyması gerekiyo. bende bunu ortağımla paylaşıyorum. fakat bana bunun için izin vermediğini söylüyo. yapmak istediğim şey iş hanımızı belirli bir konsept dahilinde yenilemek. gerekirse dükkanları tek tek giydirme yapmaya veya konsept şartlarını uygulamaya zorlayarak konsepti gerçekleştirmek. ama, eğer yapamazsak sizden istediğim yapabileceğim ikinci bi alternatif yol. adamın konuşması bittikten sonra dedim ki anladığım kadarıyla dükkanınızı genişletmek ve paranızı katlamak istiyosunuz bu güzel. omarda yanımda dinliyo tabi. bu sizin en doğal haklarınızdan birisi. konsept konusunda da hemfikiriz. gelişen dünyaya ayak uydurmak için belirli bi konseptinizin olması şart. fakat anlamadığım nokta ortağınız buna neden izin vermiyo ? konsepti mi beğenmedi ? başka bi konsept ayarlayın ? olay nedir ? dedim. ortağımın savunduğu şey şu dedi. kiracılar buraya tepeden leyleklerin ağzından düşerek gelmediler. kimilerini ben getirdim. kimilerini de o. onun kiracıları muhattap olarak onu benim kiracılarımda muhatap olarak beni bilselerde kâr veya gider konusunda tüm kiracılar ikimizin. orası ayrı. fakat onun kiracılarını konsepte zorlayamayacağımızı düşünüyo ve yıllardır orda duran kiracılar diyo. bunları oradan çıkaramam. onları ben getirdim şimdi gitmeleri için uğraşamam. konsept için zorlayamam. ve konseptide kabul etmeyeceklerdir diyo. peki sen ne düşünüyosun ? dedim. size istediğimi söyledim ibo bey dedi. hülya hanımı yıllar öncesinden tanırım. kendisi bizim küçük bi şirketken hukuki danışmanımızdı. o zamandan bu zamana kadar benim yüzümü hiç kara çıkarmadı. ve yeni olmanıza rağmen şirketteki en iyilerden birisi olduğunuzu söyledi. istediğim şey, iş hanımıza bi konsept getirmek ve işlerimizi büyütmek. fakat eğer sizin şirketiniz bana bunun olmayacağını söylerse anlarım. ve sizden bi alternatif beklerim. ya iş hanıma konsepti uygulayayım. yada kârımı katlamak için başka bir çözüm sunun dedi. hülya mütevazilik göstermiş dedim gülerek. oda güldü. evet en iyilerden birisi olduğumu söylerek ukalalık yapmayacağım. fakat emin olun iş hanınıza bi konsept uygulayacaksınız. bunu sizin için çözücem dedim. öyle ümit ediyorum diyerek gitti ofisten. adamı uğurladıktan sonra omara dedim ki git adamın iş hanındaki bütün kiracıları araştır. hepsi kaç yılında oraya girmişler kaç yılından beri ordalar, kiracı oldukları zaman zarfı içinde ne yaşamışlar, ne sorunlar baş göstermişi neleri çözmüş neleri bırakmışlar ne olup ne bitmiş ne kadar kâr elde etmiş ne kadar zarar etmişler yıllarca ne olmuş ne bitmiş bulabildiğin herşeyi bul ve bana getir dedim. omar şaşırdı kaldı amk nerden bulacam diye. omara söylemesem de zuzuya ona yardım etmesini söyledim. başarılı olmak isteyen bi çocuktu. fakat otoritenin altında çalışmanın ne demek olduğunu öğremesi için benimle belirli bi mesafede olması gerekiyodu. o yüzden onunla oturup istediğim şeyleri yapmasına yardım edemezdim.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster