/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 126.
    +3
    EDiT: GELDiM BEYLER VE BAYANLAR DEVAMMMM

    Yanımdaki herkes Fatih'in etkisi altındaydı. Fatih bana döndü ve ağzından şu cümleler dökülüyordu. Sadece ağzını oynatarak

    Fatih-"Ne yapman gerektiğini biliyorsun." dedi. Ölmeye hazırdı. Yanına gittim ve onun omirilik soğanına baskı yapacak şekilde vurup bayılttım. Fatih kötü biri değildi. Sadece yanlış yoldaydı. La-Ateh üzerime doğru atıldı ama son anda geri çekildim. Bir Bine abi yine aynı şekilde bana bakmaya başladı. Sadece odaklanmam gerekti her şeyi görebilmek için. La-Ateh'e tam anlamıyla odaklanmıştım.

    Bir Bine(E)-"Ti-an. Adaşını halledebilir misin?" Ti-an şaşırmış bir şekilde

    Ti-an-"Adaş ne demek?"

    Bir Bine(E)-"Yani ejderhayı. Diğer Ti-an'ı." Kafasını uzun uzun havaya kaldırdı. Bayağı boyu büyüktü.

    Ti-an-"Hep zorları bana bırakıyorsun ama yaa. Tamam." dedi. Zaten kızlar meditasyon yapıyor. Ne işe yarayacaksa. Hepsi muhtemelen iyileştirme için hazır olmaya çalışıyorlar. Kübra'yı anlayamadım bir.

    Mustafa-"Ti-an, sana ben yardım edeceğim." dedi ve Ti-an'nın yanına geçti. Yine kendini kurt modu diye adlandırdığım tırnakları uzun bir moda aldı. Büyük Ti-an gözlerini kapattı. Bir şeylere odaklanıyordu. O arada da bizimkiler karşılıklı ataklar yapıyorlardı. Fanusu hala kullanmamıştım. Fanus'u son çare kullanacaktım. Ne de olsa ruhum mevzu olan.

    La-Ateh-"Belki de ilk sana saldırarak hata yapıyorumdur." dedi ve Bir Bine abiye doğru koştu. Tam ona varacakken son anda tekme atıp uzaklaştırabildim.

    Bir Bine(E)-"Ben varken oralarda ne işin var?" dedim. Biraz alaycı bir sesle.

    Bir Bine(E)-"Yoksa tanrılığın beni yenemiyor mu?" La-Ateh sinirlenmiş olacak ki hemen yanıma geldi ve bana vurmaya çalıştı. Bir Bine abi sayesinde çoğu hamlesini karşılasam da arada 2-3 tane yumruk yiyordum. Aura zar zor engelliyordu. Üstelik canım da acıyordu. Ona saldırmayı denedim ama denemez olaydım. Kolumdan tuttu, kaldırdı ve yere sertçe vurdu. Yerde resmen bir yarık oluştu.

    Bir Bine(V)-"Bana da yapmıştı bunu Hatırladıkça tüylerim diken diken olur." Orada izleyici olup tüylerimin diken diken olmasını isterdim şu anda. Çok kötü bir darbe yemiştim. Ayağa kalkmak için kendimi zorlasam da La-Ateh üzerime bastı. Kafamdan tuttu ve kaldırdı:

    La-Ateh-"Bak. Oradakileri izleyenleri görüyor musun? Birazdan oraya katılacaksın."

    Bir Bine(E)-"Hiç sanmıyorum." dedim yüzüne doğru ateş püskürttüm. Acı dolu kıvranışlarla yüzünü yere sürtmeye başladı. Ben de o arada kendimi toparladım. Sonunda ateş atabiliyordum. Ama bunu oradaki ejderhaların söylediği sözcükler sayesinde yapabiliyordum. Yoksa ben kim o kadar büyük ateş atmak kim. O kadar dayak yememe rağmen auram beni hemen iyileştiriyordu. Ama yine de fazla kullanmasam daha iyi olurdu. Adımlarıma dikkat etmeliydim. Unuttuğumuz bir şey vardı. Salih. Mızrağını hazırlamış ve çoktan Beyaz'a doğru fırlatmıştı. Bu mızrak bize Ejderha'nın bahsettiği ejderha öldüren mızraklardan biriydi. Tam Beyaz'a saplanakken Derya önüne geçti ve mızrağı eliyle tuttu. Bir sorun vardı. Mızrağın ucu Derya'nın kalbine saplanmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster