+7
neyse kalktım masadan. rapora mı bakıyodunuz dedi. birisi de sevdayı uyandırmaya çalışıyodu tabi o arada. bu yavrum masaya koymuş kafayı. yüzü yapışmış masaya. yüzünün yarısında koskocaman bi kol izi :D kızarmış suratı. o ne lan öyle fredinin kabusu gibi dedim. bu baya kolunun üstüne yatmış. yüzünde buruşuk buruşuk izler kalmış kızarmış. makyajı falan da dağılmış. baya katil bebek chucky'e dönmüş amk. güle güle yerlere yattım. tabi bu cimcikleyip tuvalete koşmadan önceydi. amk kızlarda bu cimcik olayı neyse bi kıvırıyolar resmen etim kopuyo yerinden. tokata tekmeye falan alıştım ama şu cimciğe bi alışamadım. hepsinin şiddeti ayrı oluyo. neyse abi. evet dedim rapor olayına canım sıkıldı. dün gece biraz baktım. bişeyler çıkarmaya çalıştım falan diye anlatıyorum. kızda eline almış benim çalışma kağıtlarımı inceliyo. yuh bunların hepsini tek gece de mi çıkardın dedi. evet dün gece işte sevdayla beraber çalıştık dedim. ibo bunları bi gecede yapmış olamazsın. doğru mu burdakiler dedi. ya dedim doğru. eğer bu kolideki kağıtlar ve sistemdeki veriler doğruysa ordaki rakamlarda birebir doğru. hesaplar doğru. rapora koyacağın tablonun bi örneğide var orda. başlıktan biriki tanesini yazdım ama bütün tabloyu çıkarmadım. ama genel olarak mantığı belli. geriye kalanı basit matematik. tabloda hazır diyebilirsin yani. ama daha çok iş var tabiki dedim. heyecanla bilgisayarın başına oturdu. hemen sisteme girdi. ibooooo iboooooo falan diyo heycanlı heycanlı dedim noluyo ya sakin ol amk. ibo dedi eğer bu yazdıkların doğruysa hakkaten bu rapor işi olur bak demedi deme dedi. ya olur tabiki merak etme dedim. girdi hemen sisteme. alelacele benim yazdıklarımı falan kontrol etti. rakamlar hesaplar falan tutuyomu onlara baktı. bakiyelere baktı. tablonun ilk iki sırasını falan kontrol etti. her kontrol edişinde doğru çıktıkça biletine piyango vurmuş adamlar gibi buda doğru. lan buda doğruuu. allaaaah bu da doğru falan diye zıplayıp duruyo yerinde. amk hepsini bitirince ibo sen harika bi adamsın yaa diye kalktı yerinden boynuma atladı. sarılıyo. ama nasıl sıkıyo amk. sarıldı kadın omzuma omzuma ağlıyo. ya tamam önemi yok bişey yapmadım dedim. bi gecelik çalışma büyütülecek bişey değil azcık bişey zaten onla olmaz falan dediysem de yok kadın sayende raporu hazırlayabilcem en azından bi kısmını da olsa yetiştirebilirim. incelemeye başlanacak kadar bi evrak hazırlayabilirsem en azından daireden ek süre isteyerek zaman kazanabiliriz belki. valla çok saol hayatımı kurtardın falan diye başladı dua ya. yav etme eyleme dedikçe yardırıp duruyo. sevmiyorum beyler böyle milletin içinde övülmeyi. kimse sevmez amk utanır haliyle. neyse sevda geldi nihayette. kolumdan tutup kaçırdı beni. terasa çıkıp bi çay sigara yaptık. ordaki keklerden bi tane yürüttüm. şirkette bildiğin şu otobüslerde dağıtılan keklerden var ya onlardan vardı amk. otobüsle gidipte kekini yemeyenler ofise getiriyodu heralde. türlü türlü kek vardı. çayla beraber biriki tane salladım sigara altı olsun diye. amk geceden dişleride fırçalamadım ya. ağzımın içi leş gibiydi. ben 3-4 saatte bi dişleri fırçalamazsam ağzımda tak var gibi hissediyorum beyler. sizde de oluyo mu bilmiyorum ama. hem bakım için hemde kendimi kötü hissettiğim için 3-4 saatte bi mutlaka dişlerimi fırçalarım. gece yatmadan fırçalarım zaten. sabah kalkınca da fırçalarım. bide öğlen arasında yemekten sonra. bazen şizofrene bağlayıp saat 4-5 gibi falan çıkmaya yakın fırçaladığım da oluyo. 3-4 saat derken bu zaman dilimlerini kastettim. çayla sigaraya vuruyorum. kız nasıl sevindi gördün mü dedi. hııı aynen dedim. bilseydim daha önce gelirdim şirketinize. ama yaptığımız şuan için bi taka yaramaz yani. henüz pek bi yol katetmiş sayılmayız. boşuna seviniyo şimdilik dedim. valla şu ana kadar hiç fena iş çıkarmadın ibo. hakkaten ününün hakkını veriyosun dedi. ne sandın kızım dedim. bize boşuna ibo demiyolar. boşun arkamızdan koşmuyo bukızlar dedim hava basarak. hıııı der gibi ağzını yüzünü büzüştürüp böyle bi gıcıklık yaptı. yakışıyodu böyle tatlılıklar. seviyodum sevdayı. dediğim gibi çok candan cana yakın sempatik bi kızdı. çalışmaya devam edecek miyiz dedim. nası yani şimdi mi dedi. evet dedim. şimdi nasıl edelim patron seni orda raporların başında görürse bişey demez mi ? dedi. valla raporların yetişeceğini söylediğimde pek bişey diyeceğini sanmıyorum dedim. memnn olacaktır aksine. zaten bişey dese de farketmez bana bişey diyemez o dedim. öyle diyince biraz önce çıktı böyle. meraklı adımlarla geldi üstüme doğru. sahi ya sizin bu patronla aranızda ne alıp veremediğiniz var dedi. ya boşver uzun hikaye dedim. hiç girmek istemiyodum o konulara. bide çalışanlara patronlarını kötülemek istemem hiç bi zaman biliyosunuz. ne olursa ve kim olursa olsun. hadi girelim mi içeriye dedim. konuşmak istemediğimi anladı oda. girelim hadi daha yetişecek bi raporumuz var dedi. aynen dedim enerjik bi şekilde vuhhuuu falan diye koşturarak gittik içeriye. daha önceden şirkette kimse bu şekilde enerjik dolaşmamış olsa gerek ki herkes nerden geldi bu canlılık der gibi bize bakıyodu. ki herkesin aradığı kan gibiydik resmen. bölüme girince bu raporla uğraşan kadınları bi araya topladım. görev dağılımı yapıcaz dedim. bu şekilde çok daha hızlı bi şekilde yol katedebiliriz. ilk olarak dünkü çalışma kağıtlarını ver bana dedim. kız gitti getirdi. ordan bi tane stajyer çevirdim hemen. git şu kağıtların hepsinden birer tane fotokopi çektir dedim. koşa koşa gitti hemen. çalışma planı ve ayrıntılarına indireceğiniz şekilleri ben zaten dün gece hazırladım. bütün adımları o kağıtlara göre takip ederseniz hem çok hızlı bi şekilde raporu hazırlamış oluruz. hemde analiz ve rapor kısmını aynı anda zütürmüş oluruz. benim taktiğim bu kimseye vermeyin sakın dedim. gülüştüler. ilk evela evrak işi için her birinize birer tane yardımcı lazım dedim. stajyerlere baktım. diğer elemanların yanına sığınmışlar. gavatlar kıyıda köşede iş yapıyoruz ayağına diğerlerinin rutin işlerini hallediyolar. ne kadar yarında yapılsa olur işi olan varsa bırakıp buraya gelsin dedim. tabi kendi şirketimdeki konumuma alışık olduğum için çağırınca herkesin koşup geleceğini sanıyorum. ben böyle bağırınca kimse pek giblemedi ama. sevda dediğini yapın diye çıkışınca kalkıp geldiler. vay amk alışkanlık olmuş dedim. durumu bebelere nalattım. bundan böyle bu rapor hazırlanana kadar herkes birrine yardımcı olacak. sen bunun, sen şunun, sen benim , bu sevdanın falan diye herkese birer tane yardımcı stajyer verdim. böylece detaylı işler ve angaryalarla uğraşacak elemanları çoğalttım. ayrıca iş bölümü yapmak işleri her zmana hızlandırır. detaylandırır. kolaylaştırır. böylece farklı fikirler ve pratik zekalarında önü açılır. alternatif şeyler idüşünmeye fırsat bulur insanlar. yada inceledikleri şeyleri doğru analiz etmeye. gönderdiğim stajer fotokopileri alıp gelince herkese dağıttım ve hadi herkes işe koyulsun diye dağıldık. bende ordaki stajyer masalarndan birisine kurulup çalışmaya başladım. herkese bir koli evrak düşüyodu. ve ben bugün içeirsinde kendi kolimdeki işleri halletmeyi planlıyodum. yapılması gereken işlem altı yedi koli evrağı teker teker inceleyip 1 tane rapor çıkarmaktı. ben kolileri ayırdım. herkese bi koli verdim. herkes kendi kolisindeki evrakları inceleyip o koliye ait bi rapor ve tablolarla analizlerini çıkaracaktı. altı koliye tek rapor hazırlamaktansa tek koliye tek rapor hazırlayıp altı raporu birleştirmek çok daha kolay olacaktı. babanın çözümlerinden birisi. basit mantık amk.
Tümünü Göster