+2
SONUÇ OLARAK
Atatürk ün 1930'lu yıllarda ileri sürdüğü TÜRK TARiH TEZi'ne göre doğal nedenlerden Orta Asya'dan dünyanın değişik yerlerine yayılan Türkler, gittikleri yerlere "ileri uygarlıklarını" da zütürmüşlerdi. Dolayısıyla HiTiTLER, SÜMERLER, AKADLAR, ETRÜSKLER, MISIRLILAR... gibi ileri antik uygarlıklar Türk kökenlkiydi, daha doğrusu Türk kültürüyle kültürlenmişlerdi. Atatürk , Türk Tarih Tezini daha da güçlendirmek için dünyada kök dilin TÜRKÇE olduğunu ve bütün dillerin bu kök dilden doğduğunu ileri sürerek bu teze de "GÜNEŞ DiL TEORiSi" adını vermiştir.
Atatürk bu tezini Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu tarafından Dil Kurultaylarında derinleştirildi. Bu konuda konferanslar düzenlendi, kitaplar yazıldı, OKULLARDA TARiH DERSLERiNDE DÜNYAYI ETKiLEYEN "iLERi TÜRK UYGARLIĞI" tüm genişliği ve derinliğiyle anlatıldı. Ama beyler Atarük Türk Tarih Tezini tam anlamıyla tamamlayamadığını düşünüyordu. (o zamanın teknolojisiyle ve ülkenin durumu sebebiyle bilimsel araştırmaları elinden geldiğince yaptırmış ama yeterli olmamıştı beyler yani demek istediğim gidipte pasifik e dalamazlardı o yıllarda) Bu sebeple de TÜRK TARiH KURUMU ve TÜRK DiL KURUMU nu çok önemsediğini düşünüyorum. Atamız o yıllarda bize ilk kıvılcımı vermiş ama peşinden giden olmamış. Türk tarihi ve dilinin araştırmalarının devamı için iki büyük kurum kurmuş ama gel gör ki Adam öldükten sonra biride çıkıp bu tezden bahsetmiyor. Araştırmamızı gerçekleri öğrenmemizi istemiyorlar. Türklerin atalarının sanki bu dünyada sadece savaş ve feth yapmışlar gibi başka bir faydaları olmadığını empoze etmeye çalışıyorlar.