3 saat kadar oturdum. Telefonla oynayarak Birol abimi bekledim. Gece saat 2 gibi kapı açıldı. Ayağa kalktım yavaş yavaş kapıya doğru ilerledim. Nerden baksanız 50-55 yaşlarında bi adam yanında da uzun boylu bi kadın girdi içeri. Adam tam boynuna yapışırken beni gördü. Kadına "Bu kim aşkım" gibi bişey söyledi. Kadının gözleri açıldı dikkatle bana bakıyor. "Afedersiniz abime bakmıştım taşınmış galiba" dedim. Kadının boynu büküldü, gözleri doldu. Dizlerinin üstüne çöktü. Bayılıyor sandım eğildim elimi tuttu, sıktı. Hayvan gibi sıkıyor. O an anladım travesti olduğunu. Birol abim olabileceği aklımın ucundan dahi geçmiyor. "iyi misiniz?" dedim. Ses çıkarmadı, çantasından 300lira çıkarıp adama uzattı. "Al fazlası var burda" dedi. Şivesinden tanıdım Birol abimden başkası olamazdı. Ben de çöktüm yanına. Birol abim, o delikanlı adam gitmiş yerine saplı sultan gelmiş. Yüzü falan tanınmaz olmuş. Memelerini kavun gibi kocaman yaptırmış. Ben inşaatta çalışıyorum, meslek lisesini bitirememişim. Hayatım beter olmuş. Anadolu Lisesi bitiren delikanlı abim, travesti olmuş. Hayatını benden de beter etmişler. Kapının önünden kalkmadan sabaha kadar ağladık, hep geçmişi konuştuk. Sabaha doğru sevgilimi falan anlattım. 6 civarı vedalaştık, evden gitti. Ben de sevgilimi uyandırdım. Birol Abimin eve gelmediğini, büyük ihtimalle evde kimse yaşamadığını anlattım. Ankaraya geri döndük. Aradan uzun zaman geçti. Şimdi Bursadayım burda çalışıyorum. Birol abimle bidaha görüşemedik. Aklıma geldikçe duygulanırım. Hiçkimseye anlatmadım, unutursam ciğerim kurusun.