+4
-1
Aşk Cinsellik ve Hormonlar Üzerine
Aşk hormonların bir oyunudur. Ve aşk için hormon gerekir. Bu hormonlarda ergenlik çağıyla birlikte bireye geçer. Erkekte işlevsellik kazanan testosteron kızlarda işlevsellik kazanan östrojen hormonuyla birlikte bu aynı türün bireyleri farklı bir boyuta geçer. Tüm vücut ve zihinsel sistemleri genlerinde var olan kodlar dahilinde adeta kendi küçük evrimini geçirir. Vücudu üremek için elverişli yapıya sokar. Türün devamlılığı için bu hormonlar şarttır. Bu hormonlar birbirini çeker. Vee oyun başlar.
AŞIK OLUNCA NE OLUR?
Aşk hormonlarınızın size oynadığı bir oyundur dedik. Ve bu hormonlar size o kişiyle yaşabildiğiniz kadar anı yaşamanızı söyler. Ve siz hem gerçek hayatınızda hem de düşünce dünyanızda bu hormonların sözünü dinlemeye başlarsınız.
Peki nasıl hayal edersiniz?
Aşık olduğun kişiyle birlikte bir şeyler yaptığınızı düşünürsünüz. Belki bir öpüşme belki birlikte alışverişe çıktığınızı. Ama asla onu uzaktan seyrettiğinizi hayal etmezsiniz. Yoksa bu aşktan kastınızın cinselliğinizi tatmin edilmesi mi?
Hormonlardan devam edelim. Aşık olduğunuzda sürekli dopamin artışı serotonin azalışı yaşarsınız. Yani o varsa mutlusunuz o yoksa mutsuzsunuz. Ben onsuz yaşayamam, ben onsuz mutlu olamam sözleri tamamen sizin hormonlarınızı o kişiye göre alıştırmanızdır. O kişiyi düşünürken salgılanan dopamin artık salgılanamayınca o insanın yokluğunu hissedersiniz. Bu hep böyle devam ediceğini sansanızda da aslında geçiçi bir süre sonra hormonlar eski düzenine geçer. Çünkü vücut homeostasi haline gelir. Vücut denge haline gelmek zorundadır.
Aşık olduğunuzda beyninizde uyuşturucu bağımlılarının beynindekine benzer değişiklikler meydana gelir.
Tabii hormonların da yardımıyla o kişiye yaptığınız zihinsel yatırımda onu sizin için değerli kılar. Gece yastığa kafanızı koyduğunuzda düşünecek sayısız şey varken onu düşünmek ona zihin yormak o kişiye yaptığınız zihinsel yatırıma örnektir. Ve bunu yaparken de dopamin salgılarsınız. O kişiye bağımlılığınız artar.
Bu yine size zihninizin bir oyunu. Ya da hormonlarınızın demek daha doğru olur.
Ayrıca unutmayınız ki bu yolla hem kolay haz yolunu seçmiş olursunuz hem de kaybeden olursunuz.
SEVERSiN, KAVUŞAMAZSIN AŞK OLUR. Bu söz Aşık Veysel'in aslında bu ismi ne kadar hakettiğini gösteriyor. Çünkü doğru tespit etmiş.
Siz ona ulaşamadıkça o kusursuzlaşır. Tabi zihninizde.
Tasavvufta şöyle bir söz var " Aşk sevgileye ulaşamamaktır" ilahi aşk olsun ya da kız erkek ilişkisi ulaşamadıkça aşk büyür. Ve o kişi size kusursuz gelir. Bunun sebebi aşık olan kişilerin beyinlerinin mantık yürütme kısımlarının aşık olduklarında faliyet gösterememesidir. Ve mantığınızı kullanamamaya başlarsınız. O kişi artık mükemmelleşir. Aşkın gözü de bundan dolayı kör olsa gerek.
Peki sevdiğinize kavuşunca ne oluyor? Hepiniz sıklıkla duyarsınız bu sözü "Evlilik aşkı öldürür" Aslında şunu söyler. O hayal ettiğiniz zihninizde mükemmelleştirdiğiniz insanı sabah uyandığında makyajsız yüzü ve kokan ağzıyla size sırıttığını gördüğünüzde hayal kırıklığına uğrarsınız ve aşk biter. Evet hayal kırıklığı ve aşkınız bitti. Çünkü beyin hayal ettiği şeyin gerçeğini görünce gerçeği hayale tercih eder.
O kişi artık size aşk değil hayat arkadaşı olur.
Aşk size karşınızdakini kusursuz ve mükemmel hissettirir. Ve siz onu tanıdıkça mükemmellik zamanla azalır. Bu yüzdendir ki aşk evliliklerinde boşanmalar daha fazla olur.
Kuramlarında bir çok kez cinselliğe değinen Freud bir erkeğin mutlu olması gereken üç yoldan bahsetmiştir. Bu
1. iyi bir meslek
2. iyi bir sosyal statü
3. iyi bir kadın ya da kadınlar
Biraz düşününce burada 3 seçenek tek bir seçeneğe iniyor. iyi bir kadın!
Freuddan bayrağı devralan bizler iyi bir mesleğin ve iyi bir sosyal statünün de özünde iyi bir cinsel yaşam için söylendiğini farkederiz.
Aslına bakarsanız olay aşk da değil. Nedir biliyor musunuz hormonlar!.. Aşk yoktur cinsellik vardır dememiş mi Freud? Peki bu cinsellik yani sex yapmak dopaminin serotoninin adrenalinin melatonin gibi harika hissettiren tüm hormonların en yüksek dozda salgılanması değil midir?(Serotonin hariç)
Yani siz aslında bu hormonların tavan yapmasını seviyorsunuz. Kimse demezki ben dopaminimin en yüksek dozda salgılanmasını sağlayacak eylemi gerçekleştirmek istiyorum. Freud'un dopaminden haberi var mıydı bilmiyorum. Ama sokakta biz bir kedi yavrusu gördüğünüzde ona süt verirseniz onu beslerseniz mutlu hissetmez misiniz? Siz sınıf başkanı olduğunuzda ya da bir yarışmada ödül kazandığınızda mutlu hissedersiniz. Sex yapınca da en fazla mutlu hissedersiniz.
Demem o ki sizlerin davranışlarınızın kökeninde hormonlarınızı tavan yapma isteğiniz vardır. Yani güncellenmiş haliyle Freud'un kuramlarında cinsellik değil hormonlar vardır. Cinsellik ise bu hormonların en yüksek dozda salgılanmasıdır. Sonuç olarak herkese aşık olma olasılığınız ya da herkesle sex yapabilme olasılığınız vardır. Lakin o hormonları sizden başkası salgılayamaz. Siz salgılarsınız. Önemli olan o hormonların salgılanması. Kiminle olduğu çok önemli mi?Kiminle sex yaptığınız? Belki biraz. O da daha fazla hormon salgılamak için. Aşkın arkasına gizlenen cinselliğin de saklandığı bir yer var.
HORMONLAR!
Tümünü Göster