Teşekkür ederim öncelikle ama hocam gözünü seveyim şu milliyetçilik denilen osuruğu zorla övmeye çalışma be. Çünkü milliyetçilik boş bir çoğunluk kitlenin egosu olmuş, günümüz modern dünyasında ise gerici bir dogmadır. Biz Türkler 20. yy başlarında bir çok anti emperyalist savaşın içine girip işgal kuvvetlerini püskürtmüş bir halkız evet fakat kurtuluş savaşı olarak adlandırılan savaşta bizimle birlikte bir çok Anadolu ulusunun da katkısı vardı. Bu enternasyonalist bir yurtseverlik dayanışmasıdır, Ermeni taburundan tut bizim TKP'nin kurucusu Mustafa Suphi, Mustafa Kemal Atatürk'e Sovyetlerden yüksek miktarda silah ve altın yardımı sağlamıştır. Bahsettiğin savaştan kaçan millet ise sanırım Suriye halkı ama şuan ki Suriyelilerin ve Suriye iç savaşının durumu ise apayrı tartışılacak uzun bir konu uzun uzun yazmam gerekir onun için de pek vaktim yok kusura bakma.
Kısaca George Shaw'ın sözleriyle milliyetçilik konusuna bir son veriyorum
"Milliyetçilik osuruk gibidir, herkes kendisinin güzel koktuğunu düşünür."

Kurtuluş Savaşı'mızda bir çok halkın, milletin, ırkın beraber savaştığı bir gerçek. Ama Atatürk'e göre de olan ve bizim de benimsememiz gereken; millet, Türk milleti anlayışı şöyledir:
Türkiye'nin kurtuluşunda ve kuruluşunda emeği geçen, kan akıtan her ırktan insan Türk milleti adı altında birleşir.
Ve bizim milliyetçilik anlayışımızda faşist bir tutum yoktur. Yani bir insan Laz, Çerkez, Kürt olarak doğabilir ama kendini Türk olarak hissediyor ise, ben Türküm demekten bir sakınca görmüyor ise o kişiye hâlâ Laz, Çerkez, Kürt demenin bir mantığı ve gerekçesi kalmaz. Ama her ırkı eşit tutmak gerçekten akıl dışıdır.
insanlar, halklar, toplumlar olduğu sürece doğal olarak onların bağlı oldukları bir milliyet, ırk var olacağından dünyada milliyetçilik her zaman olacaktır ve bana göre komünist bir dünya düzeni ütopyadan ileri gidemez.