0
nasıl yaklaştığının bir önemi yok. ihtiyaçları doyuruyorsa değer vardır. ihtiyaçları doyurmuyorsa değer yoktur. senin, bahsettiğim karalama senin bir ihtiyacını doyurmadığı için bu karalamanın değeri de yoktur. bu ihtiyaç sadece su içmek veya yemek yemek gibi biyolojik bir ihtiyaç değildir. insanların ruhi ihtiyaçları da vardır. tiyatroya gitmek gibi mesela. bu da bir ihtiyaçtır. ama sonuç değer ihtiyaçların doyumundan gelir. emekten değil.
bütün topluma yetecek ekmek ürettikten sonra daha fazla ekmek üretmenin bir değeri yoktur. daha fazla ekmek üretmek fayda sağlamadığı gibi zarar bile verir. fazla ekmekleri üreten emek iyi bir emek değildir. topluma zarar bile vermiştir. o halde o emek değer üretmemiştir. bunun gibi bişey.
son paragrafa örnek maonun çelik deliliği. hiçbir işe yaramayacak olmasına karşın mao herkesi doktor çiftçi ayrımı yapmadan çelik üretiminde çalıştırmış. bu yanlış büyük çin kıtlığının bir parçası olmuş ve milyonlarca insan açlıktan ölmüştür. kuraklık diyeceksiniz. tamam ama dediğim de bu kıtlığın bir parçasıdır.