Soğuktu hava, sarılmıştım kabanıma, kapamış kollarımı yürüyordum. Cebimde bir titreme, o soğukta hiçbir neden çıkaramaz ellerimi sıcacık ceplerimden diyordum, onu hesaba katmayarak. Odur belki diye heyecanla attım elimi cebime, haklıydım, iyiki de haklıydım.
"Ekmeğimiz az kalmış, krem peynir de. Sıcak çikolata alsana bir de belki film izleriz
* " Hava soğuk muydu, ciddi olamazdı hava. Topuğum üstünde döndüm ve gerisin geri mahallenin küçük marketine girdim. Çabucak, fazla fazla aldım, o buz tutmuş yolda koşar adım yürüyordum. Aynı hızla çıktım merdivenleri, çaldım kapıyı heyecanla, kırmızı burnumla.
içeri adım attığım gibi sarıldı boynuma, artık koynumdaydı dünya. Evli değildik ama evlenecektik, öncelikle 6 ay kalmış okulumu bitirecektim. Sonra şimdi oynadığımız evciliği gerçeğe dönüştürecektik. Mutluyduk, mutluydum lan, dibine kadar hem de. Ama kolay kazanmadık mutluluğu, dinlerseniz anlatıyorum, kendinizi belli edin