+5
Ti-an benim kalktığımı görünce heyecanlanmıştı. Babamı unutup bana doğru koşmaya başladı. Yanıma geldi ve benim yüzümü yalamaya başladı.
b-"Tamam dur dur nefes alamıyorum." dedim. Babam ise sırtından inmişti.
B-"Oğlum iyi misin?"
b-"iyiyim baba. Artık daha iyiyim" dedim ve doğruldum. Ti-an saolsun ona tutunup kalkmıştım.
b-"Bayağı büyümşsün Ti-an sende."
T-"Ben sadece boy büyük. Sen yürek büyük." dedi. Tamam kabul ediyorum. Biraz zütüm kalktı. Ama tabiki çaktırmadım dışarıya.
B-"Oğlum. Seninle önemli bir konuda konuşmam gerek. Seni Ejder ateşi birliği çağırıyor. Serdar denen çocuk sadece bir testti. Ve artık bir ejderha olduğunu biliyorlar ama Beyaz'dan haberleri yok. Ve ejderhayı senin yönettiğini de. Onların çağrılarına cevap vermen gerekebilir."
b-"Peki ama neden? Ejderhamı daha rahat öldürsünler diye mi?"
b-"Eğer cevap vermezsen onlarla savaşman gerekebilir. Sana bir jest olarak okuldaki gören herkesin hafızalarıyla oynadılar. Ve Serdar daha hiçbir şeydi." Hiçbir şey miydi? Az daha ölüyordum ama hiçbir şey miydi?
b-"Hayır baba kabul edemem. Eğer Ti-an ölürse ben de ölmüş kadar olurum."
B-"Peki o zaman onlarla nasıl savaşmayı planlıyorsun?"
b-"Kendimi eğitmem gerek. Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum."
B-"O zaman sana bu mirası devretme vaktim geldi."
b-"Hangi miras?" Elinde parlayan bir top tarzı bişey vardı. Bir cam fanusun içindeydi.
B-"Babam bana bunu vermişti. Şimdi ise senin. Bu fanusun için... " Birden kafası parçalandı.