-
1.
+380 -2371- Ezanın sözleri Arapça’dır. Ama Arap’ın sözleri değildir. Onun nazmı ve lafzı yani dizilişi ve sözleri ashaptan Abdullah bin zeyde, hz Ömer’e ve daha pek çok sahabeye Allah tarafından ilham edilmiş Hz. Peygamberin onay ve tasdikleriyle kesinleşmiş, 1400 küsur senedir dilleri farklı bütün islâm ülkelerinde değişmeden, tartışılmadan Ezan-ı muhafazidi olarak söylenmiştir.
2- Ezan-ı Muhammedî olarak adlandırılmasında da ayrıca bir güzellik vardır. Arap kalkıp “Ezan-ı Arabî” yani Arap Ezanı demesin, Pakistanlı kalkıp “Ezan-ı Pakistanî” yani Pakistan Ezanı demesin, Müslüman Türk kalkıp “Ezan-ı Türkî” yani Türk Ezanı demesin ve herkes kendisine göre bir ezan çıkarmasın diye bütün Müslümanların peygamberi olan Hz. muhafazid Efendimize isnaden Ezan-ı muhafazidi denilmiştir.
3- Ezanın görevini yapsın diye önceden çok teklifler geldi. Çan çalınsın, boru öttürülsün, ateş yakılsın denildi; ama bunların hiçbiri hüsn-ü kabul görmedi. Çünkü bunların hepsi beşerî idi. insanların düşüncesinin ürünüydü. Aynı zamanda bir yanlışı çağrıştırıyordu.
4- Halbuki ezan, beşerin ürünü değildi. Buradan da anlaşılıyor ki ezan ilâhî bir tercihtir, ilâhî bir davettir, ilâhî bir tebliğdir, ilâhî bir mesajdır. Mesajını insanlığa duyurmak isteyen Allah, herhalde bunu, dillerden birini seçerek yapacaktı. Nitekim öyle yapmış, dillerden Arapça’yı seçmiş, ezanı da Arapça ilham eylemiştir. O, Fail-i Muhtar’dır, dilediğini yapmakta serbesttir. Kimsenin O’na ‘Neden Arapça’yı seçtin?’ demeye hakkı yoktur.
edit: pnplar bu ilme benim aklım ermez bundan sebebtirki bu maddeler alıntıdır
edit2: gelmis bana küfrediyorsunuz küfredenler yukarıdaki maddeleri okudunuzmu
başlık yok! burası bom boş!