Arkamdan gelen ses tanıdıktı. Hemen arkamı döndüm ve babam oradaydı. Korkmuş bir şekilde izliyordu.

b-"Ba ba baba?"

B-"Bir bine burada ne oluyor? Bunlar da ne?" dedi.

b-"Baba uzun hikaye. Daha sonra konuşalım." dedim. Ne diyom ben amk. Babam da tamam oğlum daha sonra konuşalım mı diyecek. iyicene stres olmuştum.

B-"Şimdi bana açıklama yapacaksın." dedi. Sesi bayağı öfkeliydi. Her şeyi anlattım. Melisa olayından itibaren ne yaşadıysam. Babam hem şaşkınlıkla hem de yarı korku yarı heyecanla dinliyordu. Hikayemi bitirdiğimde Ti-an yanıma geldi. Babamla aramıza geçti. Babam fazla tepki göstermemişti. Fazla da korkmamıştı. Hatta biraz sevdi ama sonra bıraktı.

B-"Oğlum, iyi güzel ama Salih ve Fatih denen çocuklarla ne yapacaksınız? Eğer dediğin doğruysa."

b-"Onlar hakkında daha bir şey düşünmedim. Ama bulmaya çalışacağım. Sana önceden söylemediğim için özür dilerim. Ne tepki vereceğini bilmiyordum. Ve bunu ne kadar az kişi bilirse o kadar az kişinin canı yanar." dedim. Babam ise

B-"O Ejderha'ya teşekkür borçluyum. Sayesinde seninle aramı düzelttim ama seni böyle tehlikeli bir şeye alet edemem. O ejderhadan uzak durman lazım."

b-"Baba istesem de duramam. Geçen beni ağlarken görmüştün hatırladın mı? Orada bahar nezlesi değildim ve ağlayan da ben değildim. O ne hissederse ben de onu hissediyorum. Onu bırakamam. Beyaz da uyandı ve utangaç utangaç yanıma oturdu. Ben de otomatikman elim sevmeye gitti. Ti-an kıskanmış olacak ki kafasını kucağıma koydu. Diğer elimle de onu sevmeye başladım. Babam ise şaşkınlıkla onları izliyordu.

B-"Oğlum sana açıklamam gereken bir şey var. Bir zamanlar deden Ejder ateşi birliğinden söz ederdi. Deden o birliğin üyesiydi."