Uyandığımda Derya telefonuyla uğraşıyordu. Saate baktım ve saat 8.20 idi. Sınava 40 dakika kalmıştı. Ben tam kalkacakken Ti-an da uyandı ve uykulu uykulu yüzümü yalamaya başladı. Yüzümü böylece yıkamış oldum. Derya ise uyandığımızı ve Ti-an'nın yüzümü yaladığını görünce

D-"ufff yerim seni" diye yaklaştı Ti-an'a. Ti-an hemen geri çekildi ve tehtidkar birkaç hareket yaptı. Ben ise hemen ayağa fırladım ve

b-"Ti-an bir sorun yok. Bak dost." dedim ve elimi omuzuna attım. ilk baş ürkek adımlarla yaklaştı daha sonra sevdi. Burada Ti-an'dan bahsetmiyorum. Derya'dan bahsediyorum. Ürkek adımlarla yaklaşan kişi Derya. Bizim Ti-an direk kabul etti zaten elimi omzuna atınca. iyi bari en azından kötü bir şey olmayacaktı. Sınav zamanı neredeyse gelmişti. Tam gidecekken yine aynı mevzu. Kuyruğunu ayağıma doladı. Bu sefer üzüntülü sesler de çıkarıyordu.

b-"Ta-ar. Merak etme. Hemen geri geleceğim. Sınav 1 saat sürer en fazla." Ama ben kime anlatıyorsam. Anlamıyor ki. Konuşmasını bile bilmiyor. Ejderha dili haricinde tabiki. Elimle çözmeye çalıştıkça daha fazla sıkıyordu kuyruğunu. Ona doğru gittim ve gözlerinin içine baktım. Gözleri de simsiyahtı. Gözlerini kıstı ve huysuz bir çocuk gibi koşa koşa taşları ısırmaya gitti. Ben ise yine çizgi çekip

b-"Ti-an" dediğim anda hevesle bana baktı.

b-"Bu çizgiyi geçmek yok." diye gösterince hevesi kırıldı ve yine taşları ısırmaya devam etti.