/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +8
    Evet beyler belki inanmayacaksınız ama şimdi anlatacaklarım gerçekten birebir yaşandı. Hocanın kapısını çaldım ve içeri girdim. Masada kel ve gözlüklü bir adam oturuyordu. Gözlüklerinin üstünden şöyle bir baktı sonra tekrar önündeki kağıtlara döndü. Şimdi meşgulüm sonra gel dedi. Halbuki benim kim olduğumu bile bilmiyor adam. Yaşıma bakıp gibtiri çekti herhalde. Kapıyı kapatıp çıktım gittim bu amk kertenkelesiyle mi uğraşacağım. Dekana gittim tekrar hocam beni başka bir projeye verin lütfen zaten resmi olarak girişim de yapılmadı dedim. Dekan da şaşırdı ama nedenini sormadan kabul etti herhalde adamın tavrını bildiği için tahmin etti diye düşünüyorum. Ama profesörlerden başka asistan ihtiyacı olan olmadığı için bir doçentin yanında çalışacaktım. Bizim social sciences bölümlerinde bir hocanın en fazla 2 3 asistanı olur öyle mühendislik tıp gibi bir adam 10 asistanla gezmiyor. Bu hocanın da tek asistanı varmış o da bir proje için yurt dışına gitmiş 1,5 ay yokmuş. Adı da Neslihan. Neyse bunun ofise gitmeye başladım. Fakülte böyle birbirine bağlantılı bir kaç binadan oluşuyor. Bu ofis en uçta ormana bakan bir yerdeydi. Ofisin önüne gelince kapıyı çaldım. Buyrun diye bir ses geldi. Kapıyı açtım. Kadın masaya yarı oturmuş bir vaziyette elma yiyordu. Çok ince kilotlu çorap, yırtmaçlı keten bir etek ve beyaz gömleği vardı. Saçları dalgalı açık kahverengiydi. Hemen vücudum çiftleşmek istediğine dair sinyaller göndermeye başladı. Bana baktı ama konuşmadı. Benim derdimi anlatmamı bekliyordu. Kendimden bahsettim, akademik geçmişimden ilgilendiğim alanlardan, Barokla ilgilendiğimi söyledim. Kadın da barok dönemi dersleri verdiğini, kendi alanının da bu olduğunu söyledi. Yüzünden hisleri okunuyordu. Mimiklerini katıyordu konuşurken. Sonra bana oda ayarlayacağını söyledi. Normalde doktora öğrencilerinin hepsi birbirine yakın küçük ofisleri varmış ama yeni hoca olan iki kişiyle birlikte üç kişilik bir ofise verecekmiş çünkü boş yer varmış. Her konuda anlaştıktan sonra yüzüne bakmaya devam ettim. O da konuşmaktan yiyemediği elmayı bitiriyordu. Sonra o da bana bakınca gülmeye başladı. Ben de gülünce aramızda bir yakınlaşma olduğu için sevindim. Tabi beni ateş basmıştı. Azgınlıktan zütümden terliyordum. iyi günler dileyip çıktım. Sonra otele döndüm ve Arzuyu arayıp nerede kaldığını sordum.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster