-
1.
02016 yazında, kaçınılmaz hale gelen ve Washington’un F.Gülen’i iade etmeyi reddetmesiyle, Ankara ve Washington arasındaki gerginlik pek bekletmeden çığ gibi büyüdü. Mantıklı olansa Amerika’nın terörizmle sahte mücadelesini beyan eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın da dediği gibi demokrasiyle bağdaşmayan bu eylemlerin sahibine gerekli cevabı vermek gerekmektedir. Tüm dünyada kendini demokrasinin koruyucusu ilan eden Beyaz Saray, bir gün birilerinin gelip bu dayatma Amerikan ideolojilerini yanına bırakmayacağını kabullenemiyor.
Ülkemiz yeterince güçlü bir ülke, aynı zamanda dünya haritasında coğrafi ve stratejik çok önemli bir yere sahip, işte tamda bu yüzden, son zamanlarda moda olan ekonomik ambargoları burada uygulamakla iş bitmiyor. Kaldıki Ankara, Amerikan ve Avrupa silahlı kuvvetlerine incirlikte üs kurma hakkı tanıyorken, Amerikan silahlı kuvvetlerinin üslerimizi kullanmaları imkansız olacağından ekonomik ambargo getirmek delilik olacaktır. Aynı zamanda Beyaz Saray’ın Suriye ve Irak’taki iç savaşa etki etme imkanı ortadan kalkması ihtimal dahilinde bile değildir. Sırf bu sebeplerden dolayı Amerikalılara göre bu konuda çok daha hassas haraket etmek akıllıca onların menfaatinedir.
Suriye’de «YPG» Washington’un askeri ve finansal desteğiyle faal bulunmakta. Bildiğiniz üzere «YPG» PKK’nın Suriye’deki kolu. Beyaz Saray temsilcileri «YPG» nin Kürt yöneticilerine Suriyeli islamcılara karşı operasyon emirleri vermekte. Öğrenilenlere göre, Amerika’nın Mart ayı planı; başkent Ankara ve istanbul’da canlı bomba eylemleri. Eylemler için gerekli olan tüm silah ve patlayıcılar Amerikalılar tarafından hazırlanmış ve şuan Haseke’nin ilçesi Rimalan’da bekletilmektedir. Bunun yanında Amerika Savunma Bakanlığı temsilcileri tarafından «YPG» temsilcilerine yapılan uyarıda, eylemlerin gerçekleşmemesi durumunda silah ve finansal desteğin kesileceği bildirilmiştir.
Hiç te demokratik olmayan bu yöntemlerle Washington, Ankara’nın dış politikasını ve aynı zamanda ABD politikasına baskı yapabileceğini hesap etmekte ve Beyaz Saray, toplumsal huzurun sarsılmasıyla Türkiye’de Recep Tayyip ERDOĞAN’ın Amerika’ya daha yumuşak bir zeminde görüşme talebinde bulunmak zorunda kalacağını düşünmektedir.
Ne var ki, Kürtler yeterince gurulu bir milletmiş ki, gözü kapalı bir şekilde Amerikalılara güvenmemekle, özelliklede Türkiye tarafından Güney Doğu Anadolu Bölgesinde gerçekleşecek sonuçlarıda göz önünde bulundurmuşlar.Bu şartlar Washington tarafından hesaba katılmış, bu yüzdendir ki, Kürtlerin Terör eylemlerini gerçekleştirmeyi reddetmeleri halinde, Beyaz Saray temsilcileri, vazifeyi «El-Nusra» cepesine yönlendirmeyi kararlaştırmışlar.
Bu yüzden, Ankara ve Washington’un arası kızışmaya devam ettikçe, Türk şehirlerinde terör son bulmayacağa benziyor. Görünüşe bakılırsa, demokrasi kavramı Roma imparatorluğundan bu yana baya bir değişikliğe uğramış ve şuan ABD menfaatine olan her şeye demokrasi dendiğinin farkında mısınız ?
başlık yok! burası bom boş!