/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 351.
    +16
    Sabahın ilk ışıklarıya istanbula girmiştik. Otogara varma faslı çok uzun sürmüştü zaten ne zaman gitsem 2 saatten önce esenelere varamıyordum. Ailesiyle konuştuğuma göre yenikapıda inip taksiye verdikleri adrese gittiğimde beni karşılayacaklardı. Öyle de olmuştu. Yüzlerini zoraki bi yorgunlukla karışık gülümse kaplamıştı beni gördüklerinde. Ben de en içten gülümsememi yapmama rağmen onlardan farkımın olmadığını düşünmüştüm o kadar yol gelmenin de etkisi vardı tabi bunda. Selamlaşma fasıllarından sonra evlerine doğru giderken ailesinin klagib soruların maruz kalmıştım. Güzelce cevaplar verirken babasının burası da bizim yeni kiraladığımız yer diyerekten cebinden bi anahtar çıkarmasıyla kapıyı açması bir oldu. Direk canımdan parça olan Ceren’in yanında bulmuştum kendimi. Yatıyordu yatağından doğrulmaya kalktı. Ben sarılacakken biranda geri çekildi. Bağışıklık sisteminin zayıf olmasından dolayı öyle her istediğine sarılamıyormuş. Bense burukluğa düşsem de “Ellerinden tutabiliyor muyuz bari prenses hanım” diyerekten gülmeye çalıştım. “O kadarına izin veriyorum efendim ama daha fazlasına kesinlikle izin yok” dedi yarı ciddi yarı gülerekten. Ona yokluğunda olanları, derslere sıkı sıkı sarıldığımı sözlerini düşündükçe daha çok sarıldığımı, ailemi , okuduğum kitaplardan kesitler vererek konuşma faslını uzattım uzatabildiğim kadarıyla. Yataktan doğrulmasıyla “Seni çok özlemişim Emre” diyerek ellerimi sıpsıkı tuttu. O kadar sıkı tutmuştu ki ellerim acımıştı ama yemişim lan acısını sevdiğiniz insan elinizi yaksa bile çekemiyordunuz. Klagib özledim muhabbetlerinden sonra annesi haydi kahvaltıya diyerekten içeriye çağırdı. Ortamda kesinlikle hüzünden eser yoktu. Sanırım bu da hastanın yanında suratı asık olmamalı şeyinden geliyordu. Güzel bi kahvaltı yaptıktan sonra fotoğrafımızı çekmesini istedim annesinden. Sarılamıyordum ama yanyana durmamızın bi sıkıntısı da yoktu. Zaten onu beklediğimden iyi bulmuştum. Keyfim yerine gelmişti resmen. Nasıl gelmesin aq içinizden bi parçanın o denli gülüşleriyle karşılaştıktan sonra.2 saat sonra falandı sanırım. Canım yarim uyumak istediğini yorulduğunu söylemişti. Yaptığımız sadece kahvaltı ve oturarak sohbet etmekti. Derin düşüncelere itti bu beni tabi canım benim diyerekten yatmasını izledim bi süre. Az daha kovacak oldu beni ya gitsene uyuyamıyorum senin yüzünden falan sitem etti. Tam kalkıp içeriye geçecekken ellerimden tutup “Gitme kal yanımda bakma öyle dediğime yanımda olman bile bana nasıl iyi geliyor bi bilsen.” dedikten sonra oturdum kalktığım sandalyeye. Geri ona güzel anılarımızdan bahssettiim. Bi süre sonra yine bişeler anlatmaya kalkarken gözlerinin kapandığını farkedince sustum. Derin düşünceler yine belirdi suskunluğun olduğu her yerde olduğu gibi. Canım yanmıştı be sadece kahvaltı yapıp muhabbet etmesi bile böyle yoruyorsa durum düşündüğüm kadar da iyi olmasa gerekiyordu. Bi süre sonra uyuduğundan emin olduktan sonra içeriye geçtim. Işte ailemi sormaları derslerimi falan sormalarından sonra konuşacak pek bişey de kalmamışken. Ben durumu sordum. 2. tedavi geçen hafta alınmış dün de bazı testler yaptıklarını bugün onları almaya gideceklerini söyledi babası. Ben de gitmek istedim kıramaadım. Evde biraz daha vakit geçirirken babasının hadi gidelim sesiyle kalktım ben de ayağa.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster