/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 151.
    +29
    Evde vakit öldürdükten sonra yavaştan çıkmak lazım deyip zütü kaldırdım. Tam o sırada bizim neco aradı. “Hadi la nerdesin erken gel de iki laflarız” “Geliyorum amk acelen ne” deyip kapattım. Bizim takımdaki çocuklar neconun arkadaşlarıydı hep. Aralarında bi Can’ı severdim. Gerisiyle selam sabahlık düzeyde bi ilişkimiz vardı. Ayakkabıları giyip çantayı taktım koluma merdivenlerden iniyorum. Tesadüfe bakın kim taşınmış bizim apartmana. Didem. Şaka lan şaka Cemil diye biri taşınmıştı onu gördüm. Selam verip hayırlı olsun faslından sonra çıktım apartmandan. Neconun yanına vardıımda saat tam 7 olmuş onu farkettim telefondan bakınca. Selamlaşma faslından sonra yaktık sigaralarımızı gidiyoruz halı sahaya doğru. Bu başladı gene boş boş yok şöyle yapacaz yok böyle gibecez falan muhabbetlerini maç hakkında.Ben he he diye geçiştiriyorum. En son vardık işte sahaya.Bi sıkıntı vardı içimde karşıdaki elemanları gözüm hiç tutmamıştı. Necoya kim olduklarını sorduğumda meslek lisesinden bizim neconun arkadaşı ayarlamış maçı elemanları o da bilmiyormuş işin özü. Neyse giyindik ettik maç başladı. Karşıdaki laleler sert oynuyorlardı bizimkilerin de eli armut toplamıyordu belli bi yerde maç patlak verecekti sonu kavgaya gidecekti. Neyse maç devam ediyor bu arada karşıdan elemanın birisi bizim Can’ın ayağına bi geçirdi Can kapaklandı yere. Zaten kavga için yer arıyorduk. Neconun kafayı elemana vurmasıyla ortalık karıştı biranda. Ben de koştum kaleden bi kaç vurdum derken en son halısaha sahipleri tarafından dışarıda bulduk kendimizi. Saha bizim semt de olduğundan elemanlar dışarıda pek sesini çıkaramadan gibtir olup gittiler. Neco da babasının arabasını almaya gitti Can’ı bi hastaneye zütürüp ciddi bişey var mı yok diye baktıracaktık eleman iyiyim diyordu ama adım bile atamıyordu. Ulan o ara düşündüm şu son 10 günde hayatımda yolunda giden bişey yoktu. Neyse atladık gittik hastaneye doktor bir iki merhem tarzı bişeyler yazdı nöbetçi eczaneden alıp evlere dağıldık. Akşam öyle bilgisayarda takılırken Ceren aradı. 3-4 günden beri konuşamıyorduk. ilk ışın tedavisini almıştı. Sesini duyunca hüzünlendim be kardeşlerim. “Aşkıım” çok özlemişim be “Cereniim nasılsın” diyebildim be sadece. Cevabını bildiğiniz soruları sormayın siz siz olun. Aldığınız yalancı cevap sizi rahatlatmıyor aksine daha kötü yapıyor.”ilk güne göre daha iyiyim alışıyorum sanırım durumuma. Sana yeni halimi atacağım biraz meraklaan. Bak gördükten sonra kaçıp gidersen geldiğimde bozuşuruz. Çok konuşamıyorum bizimkiler pek istemiyor. Seni seviyorum.” gibi şeyler söyleyip çok konuşamadan kapatmak zorunda kaldı. Bizimkiler pek istemiyor kısmınınn yorgunluktan çok konuşamıyorum demek olduğunu anlıyorsunuz zaten. Ama en azından kendiyle barışmaya başladığını hissettim o ilk tepkiyi yavaş yavaş atlatıyordu sanki. Facebook vardı o zamanlar böyle whatsapp yaygın değildi. Ordan atmıştı fotoğrafını. Saçlarını kesmişler. Bebek gibi bi masumiyet vardı bakışlarında. Ama ilk tedavinin vücuda uyguladığı şiddet anlaşılıyordu bakışlarında. Bazen bakışlar cidden farklı boyutlara çıkarıyordu insanı. Zaten bi insanı bağlayan bize bakışları değil midir? Onun için değil mi ilk buluşmalarınızda bakışlarınızı kaçırmayın diye. Bahsedemediğimiz bi ton şeyi bahsetmez mi bize o bakışlar. Fotoğrafına uzun uzun baktıktan sonra kendimi bian sokakta buldum o 10 gibiydi işte. Içim içime sığmıyordu ilk kez fotoğrafını gördüğümde mutluluk yerine keder basıyordu. Korkuyordum yenik düşmesinden,pes etmesinden, kendini bırakmasından onla ilgili tüm olumsuzluklardan korkuyordum açıkcası. Yaptığımız bi antlaşmada onun şartları bu hastalığın konusunu açmamaktı soramyıordum da ben o bahsetmeden onla ilgili şeyleri. Kafamın içini işgal eden düşünceleri bastıramıyordum. Anlat rahatlarsın derler ya kendimde anlatacak mecali bulamıyordum. Kaçmaya çalışıyordum ama hep bi girdapta kalıyordum. Annemlere istanbula gitmek istediğimi belirtmek üzere bilgisayarın başından içeriye geçtim. işte klagib oturma muhabbetlerini yaptıktan sonra babama “Baba sana bişey diyeceğim. Biliyorsun Ceren’le olan bağımı ben istanbula onun yanına gitmek istiyorum ay sonunda “ babamla biraz daha detaylı konuştuktan sonra 20 günsonrasında gidebileceğimi ama önce ailesini aramamı falan söyledi. Hemen Ceren’e yazdım “20 gün sonrasında yanındayım canım” diye. 10 gün bile zor geçmişken 20 gün nasıl geçecekti o kısmını unutuyordum ben. Ceren uyumuştu muhtemelen biraz bekledikten sonra cevap gelmeyeceğini anlayıp ben de uyumaya karar verdim.O gece bi rüya gördüm. Ceren’in yanındaydım. Ceren başta bazı şeylerin güzel biteceğine inanır gibiydi. Sonra ben birşeyler anlatmaya bunu güldürmeye başladım çok da abartamıyordum o bile yormasın diye.Bi süre sonra ceren anlattıklarıma tepki vermiyor sürekli yukarıya bakıyordu. Bu devam edince birşeylerin yolunda olmadığını anlamam çok sürmemişti. Tam yaşıyor mu diye nabzını ölçeceğim sırada nükleer alarmın sesiyle yine uyanmıştım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster