-1
Şimdi suratını dayadığın kıçtan bir kaç dakka çek ve oku ;
1.ssk devlet kurumu olduğu için kar-zarar fonksiyonu üzerinden değerlendirilmez. kar amacı gütmez. açık-fazla üzerinden değerlendirilir. ssk bir şirket değil devlet kurumudur. şirket gibi yönetilmez. eğer ssk fazla veriyorsa, yani dincilerin tabiriyle kar ediyorsa, birikim halka dağıtılmamış, gelir dağılımı azaltılmamış demektir. ssk açık veriyorsa, yani dincilerin tabiriyle zarar ediyorsa, birikim halka dağıtılıyor, gelir adaletsizliği azalıyor demektir. yani ssk ne kadar açık veriyorsa, ülke zenginliği o ölçüde vatandaşlara dağıtılıyor, yayılıyor demektir. sosyal devlet olmanın temel koşulu budur. ama dinciler gib kafalı olduğu için kılıçdaroğlu'na, "ssk'yı zarara soktu", "ssk'yı batırdı" gibi cümleler sarfederler. cahil, cahil olduğunun farkında değildir ki utansın.
2.ssk'nın genel müdürü ssk'nın doğru işleyişinden sorumludur. yani ssk genel müdürü, mevcut düzenlemelerin sağlıklı çalışmasında rol oynar. ama yasayı yapan hükümettir. örneğin emeklilik yaşının belirlenmesi ya da ödenecek primlerle ilgili çalışmalarla alakalı yasaları ssk genel müdürü değil, hükümet çıkarır. yasa çıkar ve uygulanır. dolayısıyla ssk'nın ne kadar açık vereceği veya ne kadar fazla vereceği yasalarla belirlenir. yasayı ssk genel müdürü yapmaz. dolayısıyla ssk genel müdürü kurumun açık-fazla hesabına doğrudan müdahale etme yetkisinde değildir. ama gib kafalı dinciler ssk ile ilgili bunu da bilmezler.
3.hepsini geçtim. kılıçdaroğlu genel müdürken kurumun ettiği zararla bugün ettiği zarar arasında dağlar kadar fark var. madem kılıçdaroğlu kurumu batırdı. akp neden bugün kurumu zarardan çıkartamıyor? hani dünyanın sayılı büyük ekonomileri arasındaydık, paramız mı yok?
Kaldı ki Kılıçdaroğlu SSK'nın başına geldiğinde ANAP'tan kalma anası gibilmiş bir SSK vardı ve işin tuhaf yanı Kılıçdaroğlu o yıl yılın bürokratı seçildi. Bu nasıl oldu amk. Bi gib bildiğiniz yok birinin attığı yalan üzerine konuşuyorsunuz.