+4
Aklımızla sonsuzluk kavrdıbını bir cihette anlarız, bir cihette ise kavrayamayız. Anlamak basittir: Sonsuzluk yaşadığımız şu hayatın devam etmesi ve önüne yokluğun çıkmaması demektir.
Fakat hayalimizle zamanın sonsuz derinlerine gitmeye çalışırsak bunu kavrayamayız. Çünkü yarının dahi nasıl olacağını bilemeyen insan aklı ve hayali sonsuzu nasıl hayal edip kavrayacak?
insanın sonsuzu hayaline sıkıştırabilmek için uğraşması da doğru bir tavır değildir. Sınırlı olan insan hayali sınırsız olan bir şeyi nasıl içine alacak? Böyle yapmak, gözleriyle duvarın arkasını göreceğim diye saatlerce ve ısrarla duvara bakmaya benzer. Gözün böyle bir kabiliyeti olmadığı için bu tavır abestir.
insanın sonsuzu kavrayamamasının diğer bir sebebi, kanaatimizce bütün gelecek zamanın onun için gayb olmasındandır. Yukarıda geçtiği gibi, yarını dahi kavrayamayan insanın, sonsuz gelecekteki gayb olan zamanları kavraması hiç mümkün değildir.
Yokluk ve hiçlik da insanın bütün varlığını ve bütün kainatı kaybetmesi demektir. Asıl düşünülmesi gereken budur. insanın yokluğu şuurlu bir halde tatması mümkün olmadığından hayalin bunu da tahminlerle anlaması mümkün değildir. Bu da akıl ve hayalin ötesindedir.
Esasen bu gibi şeyleri anlayamamanın insana vereceği hiç bir rahatsızlık olmamalı. Çünkü anlamamakla hiç bir şey kaybedilmiş olmuyor. Farz-ı muhal anlaşılmış olsaydı kazanacağı hiç bir şey yok...