"Asla bozulmayan, devamlı taze taze yenen şey nedir?" sorusunu, şu meşhur yüz kişiye sorsak, herhalde yüzü birden "Tabii ki zam" derlerdi.
Bir şeyi iki üç kere aybı fiyattan aldık mı "Aa zam yok mu? Artmadı mı bunun fiyatı? Hayret!" diye huylanıyoruz.
iki faturamız birkaç ay üst üste aynı rakamda gelse, kapıdaki tahsildara, "Kardeş zam gelmemiş? Hayırdır!" diye şaşkın şaşkın soruyoruz.
Çünkü hava,su gibi kanıksadık artık.Ötelerden beri neredeyse gelenek haline gelmiş bu zamlanma şeysi, hayatımıza öyle bir postu serdi ki,sorma gitsin.Ya da dur dur, sor gitmesin.
"Sırada ki sorumuz şu Sayın Anasıağlak. Neden zam?"
"Bilemiyorum. Sanırım maydanozların klorofili bol bulup hiç durmadan yeşil bitmesinden olabilir.Ya da küresel ısınma sonucu buzulların eriyip, böğürtlen fiyatlarını etkilemesinden de olabilir.Ya da ne bileyim ben, tükenmez kalemin, adıyla tam tersi bir şekilde aniden şak diye bitiyor olmasından da olabilir. Belki de akşam cereyanlar kegibti, çalışamadım, ondan da olabilir, diyorum ben."
işte böyle. Vercek akıllı uslu bi cevap yok.