/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 126.
    +13
    Haftasonu Eylül'le buluşmak için izin aldım.
    Fakat şöyle bir sorunumuz vardı ki; PARA.
    Anneme yük olmamak için emekli maaşını sormuyordum bile.
    Sağolsun annem sabahları kalkar kahvaltı hazırlayıp harçlığımı bırakırdı.

    Harçlıklardan biriktirdiklerimle yaklaşık 30-40 lira falan toparladım.
    Zaten Eylül de öyle zengin şımarık tipli kızlardan değildi,o herkesten farklıydı.
    En sevdiğim yanı da buydu.

    Eylülümle gittik oturduk bir masaya,cam kenarına.
    ikimiz de kitap okuyoruz fakat ben gözucuyla onu kesmekten kitap falan okumuyorum.
    Yine sayfanın başına gelmişim gibi bakarken Eylül'ü kesiyordum fakat bu sefer farketti göz göze geldik.

    E : Ne bakıyorsun ya dik dik? dedi tatlı biçimde.

    B : Güzel bir kız gördüm onu kesiyordum. dedim.

    E : Her gün yanındayım gerizekalı,ilk defa görmüş gibi konuşuyorsun.

    B : Tamam sus da devam et. dedim.

    Biz bunları konuşurken yan masadan dik dik bakan pekekente de fena bir bakış attım.
    Tamam eyvallah öyle kavgacı bir tip değiliz ama sokaklarda büyüdük.
    Meybuz için az kavga etmedik yani.

    Kahvelerimizi bitirdikten sonra Eylül'ün sıkıldığını düşünüp "Hadi Kalkalım" dedim.
    Hiç itiraz etmedi, kalktık anlaşılan o ki sıkılmış.
    Eylül'e hesabı ödeyip geleceğimi söyledim, biraz ısrar etti ödemek için ama bize yakışmaz.

    Eylül kafenin kapısına gittikten sonra yanda bize dik dik bakan alagavatın yanına gittim
    A = Alagavat
    B = Ben

    B : Hayırdır kardeşim sorun nedir?

    A : Ne sorunu birader ne diyorsun?

    B : Ne dik dik bakıyorsun ulan kızın yanında gevşek?

    A : Sanane ulan gavat neyisin bu kızın da artistlik yapıyorsun? gibicem şimdi ağzını.

    Aslında haklıydı, hiçbir şeyi değildim Eylül'ün, sadece platonik aşık bir aptalın tekiydim.
    Daha kıza onu sevdiğimi bile söylememiştim.

    der demez tam burnunun üstüne koydum yumruğu pekekentin.

    Yerden kalkması biraz zor oldu ama kalktıktan sonra bir tekme atmaya çalıştı,tam isabet etmedi ama taşaklarım patlayacaktı.

    Sonrasında kafe sahibi, elemanlar,Eylül falan geldi ayrıldık işte.

    Eylül gelip çığlıklar atarak itti beni, suratından anladım baya sinirliydi galiba bana.
    Kafe sahibi yanımıza gelip alagavatla beni yan yana getirdi.
    Bağırdı çağırdı ama insaflı adammış polise falan vermedi.

    Çocuğun attığı tekme değil de sorduğu soru aklımı karıştırıyordu.

    Eylül benim Eylül'ümdü fakat,ben Eylül'ün neyiydim?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster