/i/Korkunclu

Korkularımız yaşamımızı yönlendirir.
  1. 101.
    +16
    PART13
    Defineci adam tılsımlı yılanları gördüğünü söyledi ve yukarı çekmemizi istedi. Hemen onu yukarıya çekip. Kapağı zor bela kapatıp çukurdan yukarı çıktık. Defineci anlatmaya başladı biz zaten şoktayız mesutta geldi hepimiz adamı dinliyoruz
    "Aşağıda tılsımlı (büyülü) 3 tane yılan gördüğünü bunlara zarar verirsek başımıza iyi şeyler gelmeyeceğini bu konuda imamın yardımcı olacağını umduğunu"söyledi.
    imam" daha önce bunlarla yılanlı dağda (kayseride bi dağ) karşılaştım. Bu bir çeşit koruma büyüsü yılanlar zehirli ama zarar vermezler onlardan bize gelecek tek zarar büyüleri varken onlara zarar verirsek başımıza musibet olabilirler." mesut ve Mustafa hemen kimler diye sorunca imam" Yer altına saklanan hazineler büyüler yardımıyla cinlerden yardım alarak onların korunmasını sağlarlar bunu genelde Ermeniler yapar fakat çoğu geri dönüp hazinesini almadığından cinler bu hazineleri sahiplenmiş gibi olurlar. Aslında sadece onları korumakla görevlidirler o hazineyi ne alabilirler ne de kullanabilirler. Fakat çok sağlam korurlar hazineyi gerekirse ölümü pahasına kişiye musallat olurlar onuda yanıbaşında zütürürler bu dünyadan. Bunun içindir ki bu tür yerlere dua ile ve bir takım büyülerle girmek gerekir en ufak bir hatanın telafisi olmaz görünmezler ama çok beter ederler insanları bizim onlardan korktuğumuz çok iyi bilirler ve bunuda büyük ustalıkla kullanırlar. Zaten bu cinler müslüman değillerdir müslüman olanları bu işlere girişmezler. Neyse şimdi ezan okunacak yavaştan çıkalım. Artık sonraki sefere bende ehemmiyetli gelirim sapasağlam gireriz inşallah" dedi.
    imam bizi bayağı aydınlatmıştı bayağıda korkutmuştu. Herkes kafası yerde korku dolu gözlerle düşünüyordu bir defineci vardı sağlam olan. Kapağı kapatmıştık ve çukurdan çıkıp. Burayı saklamak için getirdiğimiz çarşafı aldık elimize. Defineci demiş Aslanlara gizlemek şart diye. Aslında yerimiz pek gizliydi ahırla evin arasında köyden uzaktaydı ama işimizi sağlama almak için dediklerine uyuyorduk adamın. Büyükçe bir çarşaf aldırtmış (bilen bilir samanın üstünü kapamak için beyaz çuval gibi sağlam bir çarşaf) 4 kat yaptık çarşafı ve çukurun üstünü kapatıp etrafını kazıklarla kayalarla tutturarak üstüne toprak attık artık içim biraz daha huzurluydu çünkü gündüz neysede gece görünme ihtimali yoktu artık. Mesutla vedalaşıp oradan ayrıldık yine ormandan giderek arabalara binip köyden çıkmıştık.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster