+1
Bizi komutanın yanına zütürdüler. Komutan herkese teker teker silah kullandırttı. Bilenlet direk savaşa gidecekti. Sıra bendeydi. Silahı kullandım. Bana gibtirgit savaşa dercesine baktı. Hemen çıktım. Ekipman hazırlandı ve ekibimle birlikte yola çıktık. Dört kişiydik. Umut, Abdullah ve Fırat. Umut orta boylu, siyah saçlı, kahverengi gözlüydü. Abdullah ise Umut'un ikiziydi. Fırat ise uzun, hafif kilolu, kahverengi saçlı ve ela gözlüydü. Hiç birini iyi tanımıyordum.
Helikopter bizi istanbul'a indirdi. Amacımız bir hastaneye ulaşmak ve yoldaki düşmanları öldürmekti. Hızlı bir şekilde ilerlemeye başladık. Büyük bir meydandaydık. Etraf boştu. ilerlemeye devam ettik. Uzun bir caddedeydik. Cadde boyunca düşmanlar vardı. Plan yapmalıydık ve yaptık. Fırat keskin nişancımızdı. Girebileceği en kullanışlı binayı seçti ve gitti. Bizse aşağıdan düşmanla savaşacaktık. Öncelikle ağır silahların başındaki adamları vurduk. Ardından seri bir şekilde ateş etmeye başladık. Fırat ağır silaha geçecek kişileri vuruyorken biz de aşağıyı temizliyorduk. Çatışma çok uzun sürdü ama sonunda düşmanların hepsini öldürdük. Fırat aşağı gelmişti. Hastane hemen önümüzdeydi. içeri girecek ve hastanedeki doktorları kurtaracaktık. içeri girmeden önce diğer taraftan gelen grubu bekleyecektik. Gelmeleri uzun sürdü ama sonunda geldiler. Planı hazırladık ve içeri girdik. Etraf boştu. Her yeri aradık. En sonunda doktorları bulmuştuk ama cesetleriydi bulduğumuz şeyler. Onları öldürmüş ve gitmişlerdi.
Sinirli bir şekilde dışarı çıktığımızda diğer ekibin lideri vuruldu. Hızlıca siper almıştık. Kim ateş açtı bakmak için kafamı kaldırdım ve Caner'i gördüm.