+119
Komutan uzatmadı. Tekrar yürüyüş pozisyonu aldık ve o küçük tepeyi tırmandık. Hava iyice ısınmış hepimiz kan ter içinde kalmıştık. Sularımız azalıyordu. Akşama kadar aralıklarla yürüdük. ileride bi tepe daha göründü yüksekçe bişey. Komutan zirveyi gösterip bu gece oradayız dedi. Yorgunluk herkesi mahvetmişti. Neyse son bi gayret tepeye vardık, herkes önde ben arkada çıkıyoruz. Komutan artık beni kendi halime bırakmıştı amk. Yetişmeye çalışıyordum. En son baktığımda etekte bir ben kalmıştım. Herkes tırmanmış komutan mevzileri göstermeye başlamıştı bile. Aşağıdan sesi duyuyorum. Dinlene dinlene 15 dakka kadar geç çıktım. Baktım ohhoo millet pançolardan çadır yapmaya başlamış bile. Benim sabahki diğer iki badim beni bekliyordu. Komutan beni görünce geldin mi lan yaralı ceylan dedi. Senin de ceylanının da ananın da... diye saydırıyorum içimden. Neyse gittim badilerle çadırı kurduk. Akşam 8 gibiydi. Başladık nöbet tutmaya. Kumanyalardan fasulye pilakiyi kumanya ısıtıcıda ısıtıp yedik. Tuhaf bir adı vardı unuttum o ısıtıcının neyse... Ulan benim badilerden bi Hüseyin vardı Aydın'lı. Bu muallak başladı osurmaya. dıbına koyim böyle bir züt yok ya. Ulan sabaha kadar hiç mi susmaz bi züt. Nasıl osuruyor var ya, bi de her seferinde ohh çekiyor amk. Midem bulandı pekekentten ya. Bi ara ayağım aklıma geldi bi çıkarıp bakayım dedim. dıbına koyim ayağım botlardan çıkmıyor. Biraz zorlayacak oldum kopacak gibi ağrıdı hemen bıraktım.. Şişmişti iyice belliydi. Çünkü ayağımı hiç sıkmayan bot artık sıkmaya başlamıştı.. Ulan Mustafa senin yatacak yerin yok amk!!