+95
-2
Tamam der gibi başımı sallayıp onun omzuna yaslanıp kalktım hemen yerdeki silahımı verdi bana.. Taktım boynuma. Çantam belimden bağlı olduğundan düşmemişti.. Ama ayak bileğim çok kötü ağrıyor, her basışta tüm vücuduma bıçaklar saplanıyordu resmen. Topallaya topallaya yürüyor, yürüyüşün düzenini bozuyordum.. Kendimden sonra gelen 5 adamın da gerisine düşmüştüm.. Bazen durup bekliyorlardı beni yerime gelene kadar yürüyordum, ama yarım saat sürmeden terkar geri kalmaya başlıyordum. Bu şekilde 1 saatten fazla inişli çıkışlı yollarda yürüdük ve bir tepenin dibine geldik. Komutan dinlenme molası verdi.. Kendimi yere attım resmen.. Ayağım sızlıyordu. Hemen çıkarıp suyumu içtim biraz. Heryerim terden sırılsıklam olmuştu. Kafama da su döktüm.. Biraz dinlenince komutan kalkın bu tepeyi çıkıcaz dedi. Ben baktım düz yolda yürüyemeyen ben bu tepeyi asla çıkamazdım.. Arkadaşıma dedim söyle fabrikasidasana yürüyemiyor de. Tabi ön tarafa kulaktan kulağa gitti bu cümle. Ve Mustafa ordan kükredi. Ne demek yürümüyorum lan dedi. Geldi yanıma. Kalktım "komutanım ayağım çok kötü iki kere burktum ağrıyor" dedim. "Banane.. Yürüyemiyorsan neden refüze olmadın. Ne işin var burda. Bana bak lan. Ya yürürsün yada at kendini şuradan aşağı öldür kendini ben de seni eğitim zaiyatı yazayım" dedi. Sinirden gözlerim dolmuştu. Bu adam sivilde bana bunu yapsa yeminle katil olabilirdim. Dişlerimi sıkıp emredersin komutanım dedim sadece... Döndü arkasını gitti... Ve işkence yeniden başlıyordu!!