0
Lozan Yolunda
Lozan yolunda milli heyete kapitülasyonlar konusunda iletilen izahat son derece kısa ve özdü:
Kapitülasyonlar asla kabul edilemez. Gerekirse müzakerelerin kesilmesine gidilir.
Aslında bu konunun çözüme ulaştırılması konusunda büyük zorluklar olacağını herkes tahmin etmekteydi. Söz konusu ayrıcalıkların devam etmesinde, Konferansa katılan veya katılmayan pek çok devletin çıkarları söz konusu idi. Ayrıca bu ayrıcalıklara Batılılar, en azından 400 yıldan beri alışmış ve tüm ilişkiler bu temele dayandırılmıştı. Bu nedenle karşı devletler bu konuda işbirliği yapmış gibi ayrıcalıkların devdıbını istiyorlardı. Bu bakımdan Lozan’da kapitülasyonların tümden tasfiye edilmesi oldukça zor görünüyordu.
Türk Heyeti Başkanı ismet Paşa’nın; “Bunda bütün müttefikler ve Amerika karşımızda bulunmuşlardır. Biz ise bu meseleyi hayati davalarımızdan biri sayıyorduk”, diyerek meselenin aşılması şart bir konu olduğunu vurgulamıştır.
Karşılıklı Güç Yoklamaları
27 Kasım 1922’de Mali ve Ekonomik işler Komisyonu kapitülasyonları görüşmek üzere toplandı. ismet Paşa, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını kısıtlayan tüm sınırlamaların kaldırılmasını istedi. Kapitülasyonların bir milletin bağımsızlığı ile bağdaşmayacağını, Türkiye’deki yabancıların durumunun, tüm uygar ve bağımsız ülkelerde yürürlükte olan genel yasalara benzeyen düzenlemelerle güvence altına alındığını ve Türk delegasyonunun ancak bu ilkeye göre tali komisyonlarda çalışabileceklerini belirtti.
Ülkesi, kapitülasyonlardan dolayı büyük ölçüde çıkar sağlayan Fransız delegesi, bunun yerine bir başka sistemin konmasını ısrarla istemekteydi. Ancak o sırada tamamen belirsiz olan bu yeni sistemin, her halükarda yine devletin güvenliğini veya bağımsızlığını zedeleyecek olmasından dolayı, ismet Paşa bunun kabulünün mümkün olmayacağını belirtmişti.
Lord Curzon, “kapitülasyonların antlaşma haklarına dayandığını” söylüyor; hatta bu hakların kaldırılmasına “Osmanlı’nın müttefiki olan Almanların bile karşı çıktığını” ifade ediyordu. Ayrıca konuşmasında, tarafların üzerinde anlaşacağı yeni bir sistem getirilmeden kapitülasyonların kaldırılamayacağını da ifade ediyordu.
Türkiye için ne şekilde olursa olsun kapitülasyonları kabul etmeme ana ilke idi. 28 Aralık 1922’de çalışmalar çıkmaza girdi. Karşı tarafın önerileri, Türk egemenliğini ihlal edici bulunduğundan hiç bir şekilde kabul edilmedi. ismet Paşa bu konuda, “Türkiye’deki yargı sisteminin, dünyada en iyi yönetilen ülkelerin yargı sistemlerinin ayarında olacağını” belirterek savunma yaptı. Bu sistemin değiştirilmesini, yabancı yargıçların Türkiye’de görevlendirilmesini ve hatta geçici bir sistemin uygulanmasını ve buna benzer her türlü öneriyi, Türkiye’nin bağımsızlığına karşı bir saldırı olarak niteleyerek kabul etmedi.
Bu şartlar altında sürdürülen çalışmalardan bir sonuç alınamadı. ismet Paşa ve Türk Heyeti, her ne isimle olursa olsun, bu konuda herhangi bir sınırlamayı kabul etmemiş ve yapılan baskı ve zorlamaları geri çevirmişti. Konferans 4 Şubat 1923 günü anlaşmazlıkla sona erdi.
Tümünü Göster