0
Büyük Britanya’nın Büyük Çıkarları
1820’lere gelindiğinde ingiltere, sanayi devrimini tamamlamış ve Napolyon Savaşları sonucunda Fransa’yı yenerek dünya pazarlarında rakipsiz duruma gelmişti. Ancak, aynı yıllarda, sanayi devrimini yaşamakta olan diğer Avrupa ülkeleri korumacı önlemlerle ingiliz mamullerinin kendi pazarlarına girmesini engelliyorlardı. Bu durumda ingiliz sermayesi Avrupa dışındaki ülkelere yöneldi. 1820’lerden 1840’lara kadarki dönemde ingiltere, Latin Amerika’dan Çin’e kadar pek çok ülkede serbest ticaret antlaşmaları imzaladı.Bu imzalar mümkünse yerel iktidarları kendi yanına alarak, gerektiğinde ise silah gücü kullanarak gerçekleşiyordu. Örneğin 1839 yılında Çin’in, ingiltere’nin ülkesine afyon satışını yasaklaması üzerine, ingiltere, bu ülkeye savaş ilan etmiştir. Bu savaşı kazanan ingilizler, Çin Hükümeti’ne ingiltere’ye geniş kapitülasyonlar tanıyan antlaşmaları imzalatmıştı.
Ancak tüm bu çabaların sonucu ingiliz derin devletinin beklediği gibi olmadı.
19. yüzyılın ilk yarısında Avrupa’da gümrük vergileri genel olarak yükseldi ve 1819-1835 yılları arasında ingiltere’nin dış ticaretinde durgunluk baş gösterdi. Bu durum ülkenin genç sanayisine ağır zararlar verebilirdi ve derhal yeni pazarlar bulunmalıydı. Gerileme sürecine girmekle birlikte Osmanlı Devleti, geniş toprakları ve zengin halkıyla bu sırada dünyanın en varlıklı ülkelerinden biri durumundaydı. iştah açıcı ve karlı pazar olmaya uygun olan bu haliyle Osmanlı devleti, ingiliz derin devletinin birden ilgi odağı haline geldi. Bu pazar üzerinde hakimiyet kurmak amacıyla ingiltere, Osmanlı Devleti ile bir serbest ticaret antlaşması imzalayabilmenin her türlü yolunu sonuna kadar zorladı.366 işte kullanılan bu yollar sayesinde 16 Ağustos 1838 tarihinde Osmanlı’yla, daha önce detaylarını gördüğümüz, Baltalimanı Osmanlı-ingiliz Ticaret Antlaşması imzalandı.
Antlaşmanın içeriği özetle şöyleydi:
1- Mevcut kapitülasyonlar devam edecek, bu antlaşma ile verilen yeni imtiyazlar eskilerine eklenecekti.
2- ingilizler, ülkedeki tarım ve sanayi ürünlerini serbestçe alıp satabileceklerdi.
3- Osmanlı Devleti, iç ticarette uyguladığı her türlü tekeli (yed-i vahid) ve ihracat yasaklarını kaldıracaktı.
4- Yabancı tüccarlar, bütün Osmanlı ülkesinde en çok gözetilen yerli tüccarlara sağlanan hak ve kolaylıklardan yararlanacaktı.
5- ihracattan alınan vergiler %12, ithalattan alınan vergiler ise %5 olacaktı.
1838 Baltalimanı Ticaret Antlaşması, iç ve dış ticaretteki her türlü sınırlamayı kaldırarak yabancı malların ülkeye kolayca girişini ve her türlü yerli malın ise önemli ölçüde dışarı zütürülmesini kolaylaştırdı. Osmanlı sanayi ve ticaretini görünürde Avrupa’nın, gerçekte ise ingiltere’nin denetimine soktu.
1838’de kurulan bu ticaret sisteminin en önemli yanı, Osmanlı Devleti’nin dış ticaret üzerindeki egemenlik hakkının büyük bir kısmını geri dönüşü olmamak üzere kaybetmesiydi. Devletin önemli bir kaynağı olan ithalattan ve ihracattan alınan ek vergiler sınırlandırılmış ve Osmanlı, savaş gibi olağanüstü hallerde bu kaynaktan ek gelirler almaktan da mahrum kalmıştı.
Bu süreç sonucunda, Ortadoğu’da ingiliz ticaret hacminde olağanüstü artışlar oldu. Örneğin 1837’de istanbul’a gelen 432 ingiliz gemisi toplam 86.253 ton mal indirmişken, 1848 yılında bu rakamlar 1.392 gemiyle 358.422 tona yükselmişti. Artış giderek hızlandı ve 1856’da 2.504 gemiyle 898.753 tona ulaştı. ingiltere, Osmanlı pazarını tam anlamıyla hakimiyet altına almaktaydı; Osmanlı tüccarları ise gittikçe zayıflamaktaydılar.
Tümünü Göster