/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 201.
    0
    Musul Konusunda Türkiye Geri Adım Atıyor

    Bu noktaya kadar Musul konusunda kesin bir kararlılık gösteren Türk heyeti, artık yeni bir stratejiye geçmek mecburiyetindeydi. Çünkü ingiliz derin devleti, korkunç katliamlar gerçekleştirmekten çekinmiyor, Musul, Kerkük ve Süleymaniye’de “bizim halkımızı” göz göre göre katlediyordu. Burada tek çıkar yol, uzlaşma gibi gözüküyordu.

    Türkiye’nin, Musul’da savaşı göze almayıp ingiltere’nin öngördüğü şartlarda uzlaşmaya razı olmasının önemli bir sebebi de, Irak’ta konuşlanmış ingiliz Hava Kuvvetleri’ne karşı Ankara’nın elinde hiçbir hava gücünün bulunmamasıdır. ingiltere, savaş sonrası tüm hava gücünü Irak’ta yerleştirme gibi bir strateji izlemiştir. Bu, Musul meselesinin ingiltere için hiçbir şekilde tavize açık bir mesele olmadığını da sergiler niteliktedir. Fakat Türk tarafının Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı gibi art arda gelen 10 yıllık bir savaş sürecinden çıktığı burada unutulmamalıdır. Türkiye, o yıllarda, yıkılmış ve sömürülmüş Osmanlı’nın kalıntılarında varlık bulmaya çalışan, savaşlardan dolayı oldukça yorgun ve yoksul düşmüş bir devlettir. Kendini koruyacak hava gücü hiç olmadığı gibi, askeri gücü de oldukça kısıtlıdır.

    Musul meselesinde atılan geri adımı değerlendirirken, Lozan Görüşmeleri sırasında istanbul’un halen işgal altında tutulduğunu da unutmamak gerekmektedir. Bu şartlar altında Türk tarafının Lozan masasında baskı gücünün oldukça kısıtlandığı açıktır. Bu durum, Türk tarafını Musul meselesinde taviz vermeye zorlamıştır.

    Mustafa Kemal, Lozan Görüşmeleri’nin kesintiye uğradığı zamana kadar tüm gücüyle Musul’un Türk toprağı olduğunu ve gerekirse askeri güç kullanarak böyle kalmasını sağlayacaklarını söylüyordu. Ancak daha sonra bu söyleminde önemli bir yön değişikliği olmuştur. Musul sorununun çözümü için Lozan’da ısrarcı olunmaması gerektiğini, çözümün ileriye bırakılabileceğini telaffuz etmeye başlamıştır. Mustafa Kemal’deki bu strateji değişikliğinin sebebini, 15 Mart 1923 tarihli ingiliz gizli istihbarat raporunda buluyoruz. Raporda, 3–4 yıl içinde yalnız Musul değil, tüm Irak, Basra, Arabistan, Suriye ve belki de öteki islam ülkelerinin Türk hegemonyasına girebilecekleri, bunun iSLAM BiRLiĞi projesiyle yapılacağı ve bu projenin başarı ihtimalinin büyük olduğu ifade edilmiştir.336 Kuşkusuz ki islam Birliği gerçekleşecek, tüm islam ülkeleri bir araya gelecek, aradaki sınırlar kalkacak ve hatta bu birliğe Rusya, ABD, israil, iran gibi diğer ülkeler de dahil olacaktır. Bu durum, Hz. Mehdi (as)’ın zuhuruyla gerçekleşecek ve bu, ingiliz derin devletinin sinsi entrikalarının, savaşların ve anlaşmazlıkların sona erdiği, tek bir damla dahi kanın akmadığı bir dönem olacaktır. Mustafa Kemal, kuşkusuz ki böyle bir dönemin mutlaka geleceğini bilmektedir. Bize ait olan topraklara er-geç tekrar kavuşacağımızın farkındadır. O gün gerçekleşmeyen bu hayalin, kısa bir zaman sonra Hz. Mehdi (as)’ın gelişiyle gerçekleşeceğinden emindir. işte bu nedenle, mevcut durum nedeniyle şartları o zaman zorlamamış ve islam Birliği hayalini kalbinde taşıyarak ümitvar olmuştur.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster