/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 176.
    0
    John Michael de Robeck

    Amiral Robeck, Kürt-Ermeni anlaşmasının taraflara ve ingiltere’ye önemli siyasi kazançlar sağlayacağına inanıyordu. 11 Aralık 1919’da Lord Curzon’a gönderdiği telgrafta anlaşmanın ingiltere’nin bölgedeki çıkarlarını koruduğunu yineleyerek, Kürt ve Ermeni isteklerinin dikkatli bir şekilde desteklenmesi ve himaye edilmesi gerektiğini ifade etti. Lord Curzon ise 20 Aralık tarihli cevabında Komiserliğe tarafların cesaretlendirilmesi ve teşvik edilmesi emrini verdi.268

    Kürt ve Ermeni kardeşlerimize isteklerinin verilmesi kuşkusuz normaldir. Burada dikkat çeken nokta, ingiliz derin devleti elemanlarının bunu sadece kendi menfaatleri için istemeleridir. Menfaat bittiğinde ise ingiliz derin devleti, tıpkı Lozan sonrasında olduğu gibi, Kürt köylerini bombalamaktan çekinmeyecektir.

    Aynı zamanda istanbul’un işgalinin mimarlarından olan De Robeck “Müttefikler barışı zorla kabul ettireceklerse, istanbul’da Türklere üstün gelip onların direnişlerini zayıflatmak zorundadırlar” ifadesi ile işgali haklı göstermeye çalışmıştır.269

    George Francis Milne

    Savaş ve işgal öncesi Karadeniz orduları komutanlığı yapan ve istanbul’un işgalinin komutasına atanan George Milne, Kafkas halkları ve Türkler için şu sözleri sarf etmiştir:

    Bölge ve tüm yerleşik halkların hepsi aynı şekilde tiksindiricidir. Gürcüler, Bolşeviklerin kılık değiştirmiş halidir. Ermeniler, her zamanki Ermenilerdir – değersiz bir ırk. En iyisi gibi olan Azeri Türkleri de gerçekte barbardırlar. ingiliz ordusunun çekilmesinden sonra halklar birbirlerine düşecektir ama tüm ülke birbirinin boğazını kesse bile dünyanın büyük bir kaybı olmaz. Bu halklar için bir ingiliz askerinin bile hayatını kaybetmesine değmez.270 (Burada adı geçen tüm milletleri sarf edilen sözlerden tenzih ederiz)

    George Milne, Atatürk’ün Anadolu’da başlattığı hareketten çok tedirgin olmuştu. Osmanlı Savaş Bakanlığı’ndan 6 Haziran 1919’da şu istekte bulundu:

    General Kemal Paşa ile kurmaylarının vilâyetlerde bulunuşlarının istenir bir şey olmadığını ekselansınıza bildirmekle onur duyarım. Seçkin bir generalle kurmaylar kurulunun ülke içinde dolaşmaları, kamuoyunu tedirgin etmektedir. Ben askerlik bakımından bunların çalışmalarını gereksiz görmekteyim. General Kemal Paşa ile yanındakilerin hemen istanbul’a dönmeleri için emir vermenizi dilerim.271

    Milne’ın Türk halkını ve istanbul yönetimini küçük gören, çoğunlukla üst perdeden olan konuşma üslubundan ve Savunma Bakanlığı’nın çaresiz cevaplarından Atatürk de çok rahatsız olmuştur. Nutuk’ta düşünceleri şöyledir:

    …Bu hâl, ne teşkilât-ı milliyeye karşı izzetinefis meseleleri çıkaran Harbiye Nazırı’nın ve ne de Osmanlı Devleti’nin istiklâlini temin etmek mesuliyetini deruhte etmiş (üzerine almış) olan kabinenin izzetinefis ve haysiyetine dokunmuyor. Bu hâlin kendilerinin haysiyetini ve devletin istiklâlini çoktan rahnedar eylemiş (zarar vermiş) olduğunu fark etmek istemiyorlar. Hiç olmazsa protesto etmiyorlar. Hiç olmazsa bu tasallut (saldırı) ve tecavüz-i istiklâlşikenaneye (istiklali bozacak bir tecavüze) vasıta olmayız diye feryada cesaret edemiyorlar…272

    Burada yer verdiğimiz ifadeler, bu şahısların Türklerin aleyhine sözlerinin sadece küçük bir kısmıdır. Gerçekte kalpleri Türk Milleti’ne karşı kin ile doludur ve istiklal Mücadelesi’nin başlama tarihine kadar ve sonrasında bu kini ortaya çıkaracak galiz uygulamalarda bulunmuşlardır. Kendilerince aşağı bir ırk olarak gördükleri Osmanlı Milletlerini her fırsatta ezmeye ve küçük düşürmeye çalışmışlardır. Gerçekte, bugün de benzer zihniyet devam etmektedir. Dostluğu ve geleceğini derin devletler yanında bulacağını sananlar bu gerçeği unutmamalıdırlar.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster