/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 151.
    0
    Müslümanlara Yönelik Türk Aleyhtarı Kara Propaganda

    Toynbee’nin, Mavi Kitap’ını gerçekçi gösterme çabaları uzun zaman devam etmiştir. Bryce, bu kitapta adı geçen ve bilgilerin kaynağı olan kişilerin birbirlerinden habersiz olduklarını iddia etmiş ve bağımsız kaynakların güvenilir bilgi verdiklerini ispatlamaya çalışmıştır. Oysa Amerikalı tarihçi Justin McCarthy’nin araştırmaları, tüm sözde misyonerlerin, kaynak raporları Wellington House’a göndermeden önce bir arada değerlendirdiklerini ya da daha doğru bir deyişle beraber kurguladıklarını göstermiştir. Özetle Mavi Kitap, özel ajanların birlikte hazırladığı bir senaryodan başka bir şey değildir.

    Wellington House tarafından çıkarılan bir başka Türk aleyhtarı kitapta ise Türklerin 2 milyon Ermeni’yi katlettikleri yalanı yazmaktadır. Oysa o sırada, Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan Ermeni nüfusu 1 milyon civarındadır.

    Wellington House propagandaları, Osmanlı’nın bir kısım Hintli ve Arap tebası üzerinde etkili olmuş, bazı Hintliler, ingiliz saflarında savaşa katılmışlardır.

    Türkiye aleyhtarı propagandalar, yalnız ingiltere ve Amerika’da değil, başka ülkelerde de yapılmıştır. Özellikle Hindistan Müslümanlarına yönelik yapılan propagandalar oldukça dikkat çekicidir. O tarihe kadar Hindistan Müslümanları, Türkiye’yi dost ve lider bir ülke olarak görüyorlardı. ingiliz derin devleti, Hintli Müslümanların ve Arapların, Türklere yönelik sempatisini kendisine karşı ciddi bir tehdit olarak gördü. Türklerle olası bir savaş durumunda, bu topluluklar kısa süre içinde tartışmasız şekilde Türklere destek olacaklardı. Ayrıca bu devletler, Türklere yönelik ingiliz baskısını hiçbir şekilde kabullenmeyecek ve ingiliz derin devleti, bu önemli coğrafya içinde istediği nüfuzu elde edemeyecekti. ingiliz derin devletinin nüfuz elde edememesi, özellikle uzun zamandır tekelinde bulundurduğu Hindistan için büyük bir riskti. Dolayısıyla ingiliz derin devleti için Hintli Müslümanlar ve Araplar, acilen Türklerin “kötü Müslümanlar’’ olduğuna inandırılmalıydı. Bundan sonraki propaganda faaliyetleri de bu şekilde geliştirildi.

    I. Dünya Savaşı’ndan sonra Wellington House’un çalışmaları ile ilgili bilgileri içeren dokümanlar yakılarak imha edilmiştir. Bu durum oldukça şüphelidir; keza ingiltere, tarih konusunda oldukça düzenli bir arşive sahiptir ve tarihi bilgiler genellikle bu kaynaklardan sağlanmaktadır. Fakat konu Wellington House yayınlarına gelince, “her nedense” onların imhası gerekmiştir. Neyse ki, I. Dünya Savaşı sırasında Wellington House tarafından bazı belgeler, propaganda amaçlı olarak bir kısım bakanlık ve kuruluşlara dağıtılmıştır. Şu an Wellington House yayınları hakkında bilinenler, elde kalan bu sınırlı belgelere dayanmaktadır. Bu yayınlar arasında, “Türklerin; Musevileri, Slavları, Arnavutları, Arapları ve özellikle Ermenileri nasıl katlettiği” yolunda sahte iddialar içeren 40’a yakın kitap bulunmaktadır.

    Arnold Toynbee, savaştan sonra muhabir sıfatıyla Türkiye’ye gelmiş, çeşitli bölgelerde incelemelerde bulunmuş ve savaş döneminde Türklerin verdiği kayıplarla yüz yüze gelmiştir. Fikirleri tümüyle değişmiş, Mavi Kitap’ın propaganda amaçlı olarak yazılmış bir iftira kitabı olduğunu itiraf etmiş ve bu defa Türk halkı hakkında olumlu görüş belirten kitaplar yazmıştır. Fakat iftiralarla dolu Mavi Kitap bugün hala güncelliğini korumaktadır.

    2005 yılında Türk Hükümeti, ana muhalefet partisi ile bir araya gelerek, ingiliz Hükümeti’nden, Büyük Britanya’nın Mavi Kitap ile ilgili olarak özür dilemesini talep etmiştir. Belirtilen gerekçeler; I. Dünya Savaşı sırasında bu kitapta geçen asılsız iddialarla kara propaganda yapılması, söz konusu kitabın Bryce komisyonu tarafından derlenmiş olduğu ve Toynbee’nin dahi daha sonra Mavi Kitap’ın bir anti-Türk propagandası amacıyla kasıtlı olarak yazıldığını itiraf etmesidir. ingiliz Hükümeti, aynı dönemde Almanya’ya karşı yapmış olduğu kara propagandadan ötürü özür dilemiş, fakat bu özrü Türk Hükümeti’ne hiçbir zaman yöneltmemiştir. Söz konusu raporda, bu durum da belirtilmiş, Almanya’dan dilenen özür ile Wellington House’un bir propaganda kurumu olduğunun kabul edildiğini, fakat asıl özür dilenmesi gereken Türk Hükümeti’ne yönelik böyle bir girişimde bulunulmadığı belirtilmiştir.229 Ancak tüm bu girişimlere rağmen ne böyle bir özür gelmiş ne de Mavi Kitap bir kısım kesimler tarafından geçerliliğini yitirmiştir.

    Daha önce de belirttiğimiz gibi, Ermeni meselesi, ingiliz derin devletinin Türklere karşı kullanmak üzere kurguladığı büyük bir oyundur. ingiliz derin devletinin, Osmanlı’yı parçalama planının henüz yeterince sonuca ulaşmadığı ve Türkiye toprakları üzerinde aynı politikayı sürdürdüğü unutulmamalıdır. işte bu nedenle, Türkiye’yi güçsüzleştirmek, parçalamak ve himaye altına almak isteyen ingiliz derin devleti, Ermeni meselesi senaryosundan hiçbir zaman geri adım atmayacak ve bu konuda yaptığı kara propagandalarını hiçbir zaman sonlandırmayacaktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu oyuna verilecek en büyük cevap Ermenilerle dostluk ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirmektir.

    Türklerin kara propagandaya maruz kaldığı bir dönemde, olaylara şahit olan ve gerçekleri gizlemeyen cesur kişiler de vardır. Ermeni olayları sırasında bölgede bulunan bir Fransız subayın açıklamaları şöyledir:

    Bizi eşkıyalık hikayeleriyle aldattılar. Gerçekte Ermeni katliamı olmadı… Özsavunma durumundaki Türkler ciddi önlemler almak zorunda kaldılar… Savaşan bir ordu için en yüce ilke olan ülkeyi kurtarma çabası Türklerin tepki vermelerini gerektiriyordu. Biz kandırıldık. Türkler iyi insanlar. Katliamlar, bizim düşüncemizi çelmek ve bizi Osmanlılara karşı kışkırtmak için uydurulmuş efsanelerdir.

    Yine Fransız yazarlardan Claude Farrère, ingiliz derin devletinin etkisiyle Türkleri kötüleme kervanına katılan Fransız basının tutumunu eleştirmiş ve Türk gençlerine bir mesaj iletmiştir:

    Türkler kurşundan korkmaz… Fakat ben Türk gençliğine hitap ediyorum. Onlar düşmanla yalnız savaş meydanlarında çarpışılmadığını bilmelidir. Bazen ordularınkinden önemli bir mücadele vardır: Siyasi mücadele. Türklerin düşmanları Avrupa kamuoyunu yanıltmaya, kandırmaya çalışıyorlar… Bu propagandaya karşı gözlerinizi açınız…

    Osmanlı’nın içinde dahi ingiliz derin devletinin Türk karşıtı propagandalarına destekçi olan kişiler varken, bu apaçık manzarayı dile getirebilen duyarlı yabancıların bulunması elbette güzeldir. Bu durum, burada yapılan eleştirilerde, ülkelerin veya halkların tümünü değil, onun içinde yapılanan mafyavari derin odakların sorumlu tutulduğunu gösteren önemli bir delildir. Halklar; mazlumdur, masumdur ve her daim dostumuzdur. ingiliz derin devletine yöneltilen eleştiriler de söz konusu oyunları deşifre etmek, yapılanların mantıksızlığını anlatmak ve bu kişi ve kurumları doğru yola ulaştırabilmek içindir.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster