0
ingiliz Derin Devleti En Çok Ermenilere Ölüm Getirmiştir
Bütün bu isyanların sonrasında gerçekleşen ve Ermenilere yönelik zorunlu göç anldıbına gelen Ermeni tehciri konusuna gelmeden önce, tehcirden bir önceki yüzyılda yaşananlara kısaca göz gezdirmek gereklidir.
1826 yılındaki Yunan isyanından sonra Osmanlı, Rum tebaasından boşalan makamlara Ermeni politikacıları, askerleri, siyaset adamlarını ve diplomatları yerleştirdi. 19. yüzyılda, 19 Ermeni nazır (bakan) Bab-ı Ali’de görev yaptı. 29 Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşı, bürokrasinin en yüksek makamı olan paşalık mevkiine ulaştı. 33 Ermeni milletvekili seçilerek meclise girdi. 7 Ermeni büyükelçi ve 11 Ermeni konsolos, Osmanlı Padişahı’nı dünyada temsil etti. Hariciyede, dahiliyede, sayıştayda, darphanede ve PTT’de yüzlerce Ermeni devlet adamı görev aldı. Bu Ermeniler, Osmanlı toprakları içinde kimliklerini açıkça yaşayan Hristiyan Osmanlı vatandaşlarıydı. Hiçbir baskı, zorlama ve asimilasyon yaşamadan özgürce vatanlarında yaşıyor ve en yüksek mevkilere geliyorlardı. Öyle ki, Türk askeri çoğu zaman Ermeni paşalara emanetti.
Bu yıllarda, Osmanlı toprakları içinde Ermeni Kilisesi de geniş yetkilere sahipti. Okulları ve taşınmazları devlet koruması altında idi. Aynı özgürlük ortdıbını, örneğin Rusya’daki Ermeniler için söylemek imkansızdı. Çarlık Rusyası 320 Ermeni okulunu kapatmıştı. Rus Hükümeti, kilisenin bütün mallarına el koymuştu. Rusya’da 1909 yılında, Ermeni toplumunun 4 bin lideri hapiste ve 3 bini ise yurt dışına sürgün edilmişti.188
Dolayısıyla ingiliz derin devletinin kirli planlarını uygulamaya koymasının öncesinde Osmanlı, yüzlerce yıl Ermeni kardeşlerimizin barındıkları, kendi ticaretlerini ve ibadetlerini yerine getirdikleri bir yurttu. Onlar, Osmanlı’nın, hiçbir ayrısı ve gayrısı olmayan Hristiyan vatandaşlarıydı. ingiliz derin devletinin, Osmanlı Devleti’ni yıkmaya karar vermesi ile başlattığı “ezilen azınlıklar” hikayesi, Ermeni kardeşlerimiz içinde de provokasyon ve propagandalarla yayılmış kapsamlı bir yalandı. Fakat daha sonraki bölümde detaylı göreceğimiz gibi ingiliz derin devleti, medya ve propagandayı dünya çapında etkili bir şekilde kullanabiliyordu ve bu yolla kitleleri aldatmayı oldukça başarmıştı. O dönemde, ezilen ve parçalanan Osmanlı’nın bu kara propagandalara karşı koyacak gücünün olmaması da, kardeşlerimizi bizden ayırmaya çalışanlara önemli bir koz vermişti.
Tümünü Göster