0
ingiliz Basınında Yürütülen Ermeni Propagandası
Suni olarak geliştirilen Ermeni sorununda, Ermenilerin Osmanlı’ya karşı kışkırtılması ilk aşamadır. 1878 Berlin Kongresi’nde ingiltere’nin önderliğinde Ermenilerin Rusya’ya karşı sahiplenilmesi mantığı tartışılmıştır. Lord Salisbury, Ermenilerin menfaatlerinin güvence altına alınarak acilen durumlarının iyileştirilmesini teklif etmiş ve bu şart, Berlin Antlaşması’nın 61. maddesi olarak kabul edilmiştir. Bu çerçevede, ingiltere içinde de lobi faaliyetleri yürütülmüş; Ermeni yazarlar, Osmanlı aleyhinde yazılar yazmaları ve Osmanlı karşıtı propaganda yapmaları konusunda teşvik edilmiştir.
Yine Lord Salisbury himayesindeki Agopyan adlı bir Ermeni, Londra’da Haiasdan isimli bir gazete çıkarmaya başlar. Henry Labouchere’in sahibi olduğu Truth Gazetesi gibi belli başlı gazetelerde Ermenilerin Hristiyan kimlikleriyle Osmanlı tarafından ezildikleri şeklinde yayınlar yapılmaya başlanır. Bab-ı Ali, bu aleyhte yayınların engellenmesi için yerel mahkemelere başvurur, ancak ifade özgürlüğü adı altında bu yalan haberlere devam edilir.
Avrupa’da kamuoyu oluşturmak ve böylece Osmanlı Devleti üzerinde baskı oluşturabilmek amaçlanmaktadır. ingiltere’de Gladstone’un başını çektiği bazı politikacılar, Avam Kamarası’nda, “Hıristiyanların zulme uğradıkları” şeklinde Osmanlı aleyhine kışkırtıcı konuşmalar yapmıştır. Times Gazetesi, sözde Hıristiyanların türlü cezalarla öldürüldüklerini, kilise ve diğer binalarının yağma edildiğini ve işin günden güne tehlikeli bir hal aldığı yalanlarını yaymaktadır.
Abdülhak Hamid, Yıldız Saray-ı Hümâyûnu Baskitâbet Dairesi’ne yazdığı raporda durumu şöyle özetlemiştir:
Mevcut durumun tamamı göz önüne alındığında ingiltere’nin, Osmanlı Devleti çıkarlarına aykırı bazı emellerin gerçekleşmesine hararetle çalışmakta olduğu sonucunu çıkarmak doğaldır. Bu takdirde gerek Gladstone partisi ve gerekse Salisbury grubuna mensup gazetelerin yaptıkları yayınlara, kamuoyunu kendi kötü emellerini kolayca kabule hazır bir hale getirmek için tertip olunmuş yayınlar gözüyle bakmak gerekir.179 (Londra, 7 Eylül 1889, Abdülhak Hâmid)
ingiliz derin devleti, Ermenilerin 1894 yılındaki Sason ayaklanmasını kara propagandaları için kullandılar. Bir anda tüm Avrupa basını, Ermenilerin Türkler tarafından katledildiğini anlatan makalelerle doldu. Bu yayınların etkisiyle birçok Avrupa şehrinde Ermeniler lehine gösteriler düzenlendi. Avrupa kamuoyu, Ermenileri Türklerden kurtarmaya hazırlanıyordu. Gerçekte ise yaşananlar, Osmanlı Devleti’nin yıkılıp doğuda ingiliz derin devleti himayesinde bir Ermeni devletinin kurulması planının altyapısı idi.
ingiliz propaganda sistemi hiçbir olayı boş geçmiyordu. Küçük olaylar büyütülüyor, Ermenilerin katliamları göz ardı ediliyor karşılıklı çatışmalar ise Türklerin Ermenileri katletmesi olarak gösteriliyordu. The Times, Standart, Daily Telegraph, Daily Chronicle gibi ingiliz gazeteleri taraflı yazı ve makalelerle basılıyordu. Gladstone ise ateşli nutuklarla politikacıları ve ingiliz kamuoyunu Osmanlı aleyhine yönlendiriyordu.
Dönemin ingiliz büyükelçiliğinde tercüman olarak görev yapan Fitzmaurice’in Anadolu’yu gezip yazdığını iddia ettiği raporları, bu kara propagandanın cephanesini oluşturuyordu. ingiliz diplomasisi adına yazılan bu raporlar, yabancı devlet elçiliklerini de etkisi altına almaktaydı. ingiliz derin devleti, kendi kamuoyunun ardından Avrupa devletlerini de yanına çekmekte ve planlarının uygulayıcısı haline getirmekteydi. Bu yalancı delil yöntemi, yaklaşık bir asır sonra Irak’ın işgali için oluşturulan uluslararası askeri gücün harekete geçirilmesinde de karşımıza çıkacaktı.
Ermeni meselesinin, ingiliz derin devleti tarafından nasıl bir medya propagandası haline getirildiğine, “ingiliz Derin Devletinin Propaganda Gücü ve Küresel Medya Yapılanması” bölümünde çok daha detaylı değinilecektir.
Tümünü Göster