/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 126.
    0
    ingiliz Derin Devletinin Ermenileri Boyunduruk Altına Alışı

    13 Temmuz 1878 tarihinde imzalanan Berlin Antlaşması ile Osmanlı; Rumeli’de ve Ermenilerin oturduğu bölgelerde, ingilizlerin baskısıyla çeşitli ıslahatları hayata geçirmek mecburiyetinde kalmıştır. Bu anlaşma ile ingiliz derin devleti, Ortodoks Hristiyan bir topluluk olan Ermeniler üzerinde hakimiyet elde etmeye başlamıştır. Ne var ki, mezhepleri farklı olan Ortodoks Ermenilerini, Protestan mezhebine bağlı ingilizlerin safına çekmek hiç de kolay olmamıştır. Bu dönüşüm, ancak yıllar süren ve ingiliz ajanlarının kullanıldığı, mezhepsel misyonerlik çalışmaları ve Batı basınında Ermeniler lehine yürütülen yoğun propaganda sonrasında sağlanabilmiştir.

    29 Kasım 1879’da Londra’ya bir rapor gönderen ingiltere’nin Van Konsolosu Clayton, raporunda, Ermeni Devleti’nin ya hiç kurulmamasını ya da kurulacaksa Rusya’ya yem olmayacak şekilde kurulmasını istemişti. Konsolos, Osmanlı Devleti’nin yıkılacağı inancındaydı. Öyleyse reformlar, ingiliz himayesi altında bir Ermeni Devleti’nin kurulmasına doğru yönlendirilmeliydi. ingiliz Konsolosun düşüncesine göre bu şöyle olacaktı: “Önce Ermeniler, ingiliz veya Avrupa protektorası (himayesi) altında serpilecek, güçlenecek ve siyasal bakımdan hazırlanacaklardı. Sonra, dışarıdan Doğu Anadolu’ya Ermeni nüfusu getirilecekti. Böylece bölgede Ermeni nüfusu artırılacaktı. Ama ne kadar artarsa artsın yine azınlıkta kalacaklardı. Bunun için ikinci adım olarak, Türk nüfusu Doğu Anadolu’dan peyderpey uzaklaştırılacaktı. Geriye Kürtler ve Süryaniler kalacaktı. Süryaniler, Ermenilerle mezhep ayrılıklarını bir yana bırakıp kaynaşacaklardı. Kürtler ise, ‘silah zoruyla hizaya getirilecek’, Ermenilerle birlikte yaşamaya zorlanacaklardı. Bütün bunlar, Osmanlı yönetimi altında, reformların uygulanması olarak yapılacaktı. Zamanı gelip Osmanlı Devleti çökünce de Ermenilere ayrı bir devlet kurulacaktı. Ama bu iğreti devlet, kendi kendine yaşayamayacağı için, bunun üzerinde ‘güçlü bir ingiliz himayesi’ kurulacaktı.”

    Plan, belirlendiği gibi işliyordu. Osmanlı Devleti’nin Hıristiyanlara yönelik iyileştirme taahhüdünü takip etme adı altında ingiltere, Osmanlı vilayetlerine konsoloslar gönderdi. Rütbeli askerlerden oluşan bu konsoloslar, gözlem görevlerinin tamamen dışına çıkarak, bölgede istihbarat çalışmaları yaptılar; Ermeni vatandaşlarımızı örgütleyip silahlandırdılar ve ardından onları açıkça isyana teşvik ettiler.

    Ancak geldikleri ilk dönemde ingiliz konsolosları ile Ermeni topluluğu arasında ciddi bir iletişim ve güven sorunu vardı. Bu, farklı mezheplere mensup olmalarından kaynaklanıyordu. Bu nedenle, söz konusu konsolosların/ajanların, Ermenileri kendi yanlarına çekebilmeleri için, öncelikle Ermenilerin, misyoner çalışmalarıyla mezheplerini değiştirmelerini sağlamaları ve onları Protestan yapmaları gerekliydi. Bunun için özellikle Amerikalı misyonerler aracılığıyla Mardin merkezli olarak bölgede faaliyetlere başlanmıştır. Bu çalışmalar başta Şark Kiliselerinin ve yerli halkın ciddi anlamda tepkisini çekmiştir. ingiliz konsoloslar ise hem misyonerleri hem de mezhep değiştirip Protestanlığa geçenleri himaye etmiştir.

    Bu strateji, Osmanlı topraklarında çok daha önceden de yürütülen bir faaliyet olarak karşımıza çıkar. Dönemin Tekirdağ Kaymakamı Ahmed Hamdi’nin konuyla ilgili uyarısı şöyledir:

    Tekirdağ’daki Protestan milleti ingiliz Devleti himayesinde olduklarını belirtmişlerdir. Bu devletin konsolosu ise, her türlü iş ve meselelere karışmakta olup Protestanların devletinin himayesinde olduklarını söyleyerek onları kendisine tabi ettirmek düşüncesindedir. Konsolosun bu şekilde davranması, uygunsuzluk ve şehirde karışıklığa yol açtığından, bunun önü alınmazsa Ermeni milletinin toplu halde Protestan olarak ingiliz Devleti himayesine girecekleri anlaşılmaktadır. Konsolosun söz konusu milleti kendisine tâbi ettirmek istemesi, her yönden nizama aykırı olarak memleketi fesada uğratacağından, bu meselede ne şekilde hareket edilmesi gerekiyorsa Sadâret’ten bildirilmesine şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır. Protestan milleti hakkında yapılacak işlemin acilen bildirilmesi arz olunur.170 (21 Ağustos 1858, Tekirdağ Kaymakamı, Ahmed Hamdi)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster