/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 126.
    0
    “Ermeni Toprakları” Üzerinden Yapılan Propaganda
    Bugün ingiliz derin devletinin öne sürdüğü sözde “soykırım” senaryosunun temeli, Doğu Anadolu topraklarının Ermeni anayurdu olduğu iddiasına dayanmaktadır. Bu senaryoya göre Türkler; Selçuklular ve Osmanlılar döneminden itibaren Ermeni topraklarını işgal etmiş ve hatta onlara zulmetmişlerdir. Hatta bu anlatımlara göre bu sözde zulüm hala devam etmektedir. Ancak Türk-Ermeni ortak tarihi incelendiğinde, bu iddiaların tamamen asılsız olduğu görülmektedir. Üstelik Ermeni halkının da, I. Dünya Savaşı’na -yani ingiliz derin devleti kara propagandalarına başlayana- kadar Ermeni yurdu iddiası olmamıştır.

    Urfalı Mateos’un yazdıkları

    Ünlü Ermeni tarihçisi ve aynı zamanda Urfalı olan Mateos, Selçukluların Ermenilere karşı tavrını, “Melikşah’ın kalbi Hıristiyanlara karşı şefkat ve iyilikle doluydu. isa’nın evlatlarına çok iyi davrandı. Ermeni halkına refah, barış ve mutluluk getirdi” sözleriyle ifade eder. Mateos, Sultan Kılıçaslan’ın ölümünden sonra ise şunları yazmıştır:
    Kılıçaslan’ın ölümü Hıristiyanları yasa boğmuştur. Zira bu Sultan, yüksek karakterli ve hayırsever bir insandı.

    Söz konusu örnekler, tarihin ilk dönemlerinden beri Türklerle birlikte yaşayan Ermenilerin yaşadıkları huzur dolu ortamı sergiler niteliktedir.

    1. ‘Urfalı Mateos Vekayinamesi’, Kronik No 129, s.146



    Ey insanlar, gerçekten,
    Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.
    (Hucurat Suresi, 13)

    Öncelikle, Doğu Anadolu topraklarının Ermeni anayurdu olduğu iddiası, tarihi gerçekleri yansıtmamaktadır. Ermenilerin bir zamanlar toplu olarak oturdukları bölgeler, M.Ö. 521’den 344’e kadar Pers vilayeti, 344’den 215’e kadar Makedonya imparatorluğu’nun bir parçası, daha sonra sırasıyla Selefkilere bağlı bir vilayet, Roma imparatorluğu ile Partlar arasında sık sık el değiştiren bir bölge, Sasani vilayeti, daha sonra da bir Bizans vilayeti olmuştur. Bu toprakların 7. yüzyıl sonlarından itibaren sahibi ise Emeviler’dir. Onlardan sonra 10. yüzyıl sonlarına kadar Abbasilerin elinde kalmış, 10. yüzyılın sonlarına doğru Anadolu’nun tamdıbına Bizans imparatorluğu yeniden hakim olmuştur. 10. yüzyıldan itibaren de bölgeye Türkler gelmişlerdir. Ermeniler çok eski tarihlerden beri bölgede varlığı devam eden, medeni ve kadim bir millettir. Ancak tarih boyunca çeşitli devletlerin egemenliğinde yaşamış, kurdukları devletler de dönemlerinin büyük devletleri arasında tampon bölge işlevi görmüş ve sık sık müdahalelere maruz kalmıştır. Ermeniler elbette ki Doğu Anadolu’da varlıklarını sürdürecek ve kendi vatanları olarak o bölgede yaşamaya devam edeceklerdir. Fakat söz konusu tarihi bilgilerden yola çıkarak, Doğu Anadolu’nun, başka milletlerin yer almadığı, müstakil bir Ermeni anayurdu olduğu iddiası gerçeklerle örtüşmemektedir.

    Bu husus Ermeni tarihçi Kevork Aslan’ın şu sözleriyle de doğrulanmaktadır:

    Ermeniler derebeylikler halinde yaşamışlardır. Birbirlerine vatan hisleriyle bağlı değildirler. Aralarında siyasi bağlar yoktur. Yalnızca yaşadıkları derebeyliklere bağlıdırlar. Vatanseverlikleri de bu nedenle bölgeseldir. Birbirleriyle bağlarını siyasi ilişkiler değil, dilleri ve dinleri oluşturur.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster