/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 126.
    0
    ingiliz Derin Devletinin Kürdistan Planı

    ingiliz derin devletinin Türk topraklarını parçalayarak bir Kürdistan oluşturma planı, ingiliz gizli belgelerinde şu şekilde geçmektedir:

    Amiral A. Cathorpe: “…Binbaşı Noel, Kürt şefleri ile görüş birliğine varırsa bundan faydalar sağlayacağını söylüyor. Kürt şeflerinden istanbul’da (Seyit) Abdülkadir ve Bedir Han daha az önemli kimselerdir. Bunlar şüphe uyandırmamak için Noel’den ayrı olarak Kürt bölgelerine gidecekler,… Kürtler henüz Mustafa Kemal’e karşı ayaklanmadı ama Noel bunu sağlayacağından emin.”160

    Mr. Hohler: “…Benim problemim KÜRTLER. Noel, Bağdat’tan buraya geldi… Kürtlerin peygamberi olmak istiyor… Korkarım ki Noel, bir Kürt Lawrence’i olabilir. Mezopotamya şimdi bizim olacağına göre, ona bir KÜRT DEVLETi kurdurup kuzey dağlarını böylece koruyabiliriz. (Seyit) Abdülkadir ve onun gibilerle konuştum. Onlara etki edebilmek için ‘biz de Türklere hile yapıyoruz’ diye belki beş defa tekrarlamak mecburiyetinde kaldım. Ancak, Kürtlere fazla güvenilmez. Majestenin Hükümeti’nin amacı Türkleri azami derecede zayıflatmak olduğuna göre Kürtleri bu şekilde harekete getirmek fena bir plan değil.”161

    Amiral Webb: “ … Amerika; Trabzon ve Erzurum’u içine alan bir ERMENiSTAN’ı himaye edecek. Geri kalan dört ili de, bir KÜRT DEVLETi olarak ingilizlerin himayesine bırakıyor… Başkan Wilson, Türklerin, Kürtlerin ya da diğer Müslümanların Ermenileri korumalarını, aksi halde Türk imparatorluğu’nun ortadan kaldırılacağını ve kendilerine çok kötü sulh şartlarının zorla kabul ettirileceğini söylüyor. Başbakan bundan çok etkilendi…”162

    Mr. Hohler: “…KÜRT””LERiN ve ERMENiLERiN durumu beni hiç ilgilendirmez. Kürt sorununa verdiğimiz önem Mezopotamya bakımındandır. Diğer taraftan Wilson beni korkutuyor, ajanları devamlı hatalar yapıyor. Noel’e gelince, fanatiğin biri. ERMENiSTAN’ın ve KÜRDiSTAN’IN SINIRLARININ KESiN OLMADIĞI konusunda sizinle aynı fikirdeyim… KÜRT SORUNU, Mezopotamya’da tatminkâr bir sınır oluşturmak içindir…”163

    Amiral F. de Robek: “… Mr. Hohler Kürt meselesi hakkında Kürt başkan Şeyh Sait Abdülkadir Paşa’yla görüştü. Kürtler, bütün ümitlerini ingiliz Hükümeti’ne bağlamış durumdalar. Bu ara Mustafa Kemal gittikçe tehlikeli olmaya başlıyor. Kuvvetler, Kürtleri Mustafa Kemal’e karşı kullanmak için her türlü parayı ödemeye hazırdırlar.”164

    Toplantı notları: “…Kürt kabileleri, ingiliz ve Fransız hâkimiyetine konacak, KÜRDiSTAN’da hiçbir şekilde TÜRK BIRAKILMAYACAK. Bir tek KÜRT DEVLETi mi, yoksa birçok küçük KÜRT DEVLETi mi kurulacağı düşünülecek. Ermenilere, Amerikalılar kanalı ile SiLAH sağlanacak… istanbul’da gizli bir örgüt kuruldu. Milliyetçileri vatan haini ilan ediyor…”165

    Amiral F. de Robeck: “… Kürdistan Türkiye’den tamamen ayrılıp özerk olmalıdır. Ermenilerle Kürtlerin çıkarlarını bağdaştırabiliriz. istanbul’daki Kürt Kulübü başkanı Seyit Abdülkadir ve Paris’teki Kürt delegesi Şerif Paşa emrinizdedir.”166

    Amiral F. de Robeck: “… Damat Ferit bana geldi, ‘Sulh anlaşmasına göre Kürtler ayrı bir devlet olacaklardır, Kürt liderleri Mustafa Kemal’i sevmez… Siz Mustafa Kemal’den nefret ediyorsunuz çünkü o, sizin yaptığınız anlaşmayı kabul etmiyor. O halde Kürtleri Mustafa Kemal’e karşı birlikte kullanalım’ dedi.”167

    Dipnotlar:

    126. Erol Ulubelen, ingiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, istanbul: Cumhuriyet Kitapları, 2010

    127. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 200

    128. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 220

    129. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 249

    130. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 121

    131. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 122

    132. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 125

    133. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 159

    134. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 164

    135. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 230-231

    136. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 247-248

    137. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 165

    138. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 176

    139. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 212

    140. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 215

    141. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 227

    142. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 230

    143. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 237

    144. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 242

    145. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 254

    146. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 255

    147. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 188-189

    148. Erol Ulubelen, a.g.e.

    149. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 211-212

    150. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 212-213

    151. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 213

    152. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 244-245

    153. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 246

    154. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 257

    155. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 261-266

    156. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 267-268

    157. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 269

    158. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 281

    159. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 283

    160. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 202

    161. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 202

    162. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 191

    163. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 206

    164. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 217

    165. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 218

    166. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 269

    167. Erol Ulubelen, a.g.e., s. 272
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster