0
Türkleri Hedef Gösteren ingiliz Provokatörler
Edward Augustus Freeman
ingiliz politikacılarından Edward Augustus Freeman, islam’ın engelleyici ve hoşgörüsüz bir din olduğu iftirasıyla ortaya çıkmış ve islam’ın sözde “despotluğu ve köleliği kutsadığını ve farklı dinlere savaş ilan ettiğini” iddia edecek kadar ileri gitmiştir. Freeman, Müslümanların her zaman bir düşmanının olması gerektiği gibi sapkın bir mantıkla ortaya çıkmıştır. Eğer düşmansız kalırlarsa başka mezhepten kardeşlerine saldıracaklarını iddia etmiştir.
Oxford Üniversitesi’nde eğitmen olan Freeman, öğrencisi Arthur Evans’la birlikte Bosna-Hersek ayaklanmalarının Britanya’daki en büyük destekçisi olmuştur. Bulgar ayaklanması sonrası yaşanan Türk aleyhtarı propagandanın da önde gelenlerindendir.
Freeman bir mektubunda Amerika için “Eğer her irlandalı, bir zenci öldürse ve bu suçundan dolayı asılsa, bu Amerika güzel bir ülke olur” ifadesini kullanmış olan katil zihniyetli bir ırkçıdır.
Charles Dickens
19. yüzyıl ingiliz edebiyatçısı Charles Dickens da, Türk düşmanlığını yaygınlaştıranlardandır. 1844 yılında yazdığı “Mevsimdeki Bir Kelime” isimli şiirde Türkleri, kendince “Tanrı’nın yaşayan görüntüsünü merhametsizce yok etmekle” suçlamaktadır. Dickens şiirde, Türklerin vahşi bir cahillik ve kıtlık içinde yaşadığını ve bu özelliklerin, yüksek bir medeniyet kuran ingiliz milletinden çok farklı olduğunu yazmıştır.
Cardinal Newman
ingiliz Katolik Kilisesi’ne bağlı olan Kardinal Newman, Türk ve Müslüman düşmanlığının önde gelen savunucularındandır. Türkler hakkındaki iftira dolu sözlerinden bir tanesi şu şekildedir:
Eski dünyanın tam kalbine asırlardır yerleşmiş, yeryüzünün en semereli ve en güzel diyarlarını ve klagib ve dini antikitenin en meşhur ülkelerini hayvani pençesinde tutan ve kendisine ait bir tarihe sahip olmayan barbar güç (Türkler), tüm dünyanın yarı tarihini cahilce mülkiyetinde tutarak, istanbul ve iznik, izmit ve Kayseri, Kudüs ve Şam, Musul ve Babil, Mekke ve Bağdat, Antakya ve iskenderiye’nin tarihi isimlerinin mirasına konmuştur.113 (Saygın Türk milletini tenzih ederiz)
Charles Darwin
Evrim teorisi safsatasını dünyaya tanıtan ve I. ve II. Dünya Savaşları’nın ideolojik arka planını oluşturan Sosyal Darwinizm belasını yayan Charles Darwin de, klagib bir Türk ve Osmanlı düşmanıdır. Aşağıdaki alıntı, Türkiye’de evrim teorisini savunan Darwin hayranlarının gerçekte kimin peşinden sürüklendiklerini görmeleri için önemlidir:
Doğal seleksiyona dayalı kavganın, medeniyetin ilerleyişine sizin zannettiğinizden daha fazla yarar sağladığını ve sağlamakta olduğunu gösterebilirim. Düşünün ki, birkaç yüzyıl önce Avrupa, TÜRKLER TARAFINDAN iŞGAL EDiLDiĞiNDE, Avrupa milletleri nasıl risk altında kalmıştı. Bugün Avrupa’nın TÜRKLER TARAFINDAN iŞGALi bize ne kadar gülünç geliyor.
Avrupa ırkları olarak bilinen medeni ırklar, yaşam mücadelesinde Türklere karşı kesin bir galibiyet elde etmişlerdir. Dünyanın çok da uzak olmayan bir geleceğine baktığımda, çok sayıdaki AŞAĞI IRKLARIN medenileşmiş yüksek ırklar tarafından ELiMiNE EDiLECEĞiNi (YOK EDiLECEĞiNi) görüyorum.114
Edwin Pears
40 yıl istanbul’da yaşayan ve ardından istanbul’dan zorla uzaklaştırılarak Londra’ya gönderilen Pears, ingiltere’de Türklere duyduğu nefretiyle ön plana çıkmıştır. ingiliz derin devletinin verdiği görevi en iyi şekilde yapmış olacak ki, ülkesine döndüğünde kendisine şövalyelik unvanı verilmiştir. 1876’da Daily News gazetesinde Bulgaristan’daki sözde katliamlarla ilgili makalesi, Türk aleyhtarı protestolara neden olmuştur.
Pears, Yunanistan ve Bulgaristan’da da onursal şövalyelik almıştır. Edwin Pears, Turkey and its People (Türkiye ve insanları) kitabında Ermeniler için “Onlar da bizim gibi indo-Avrupa ırkına mensupturlar” ifadesini kullanmıştır. Pears kitabında, Ermenice konuşanların Türkler tarafından ceza olarak dillerinin koparıldığı iftirasını atacak kadar ileri gitmiştir. Oysa Ermeniler, 500 yıl boyunca, Osmanlı topraklarında bu toprakların bir parçası olarak barış içinde yaşamış, kendi dillerini de rahatça konuşmuşlardır. 1897’de Osmanlı sınırları içinde Ermeni okul sayısı 922’dir.
Edwin Pears’ın 1918’de istanbul’un işgali hakkında Daily News Gazetesi’ne yazdığı “Konstantinapol’ün Romantizmi” isimli makaledeki şu ifadeleri ingiliz siyasetçinin Türk düşmanlığını göstermektedir:
Görünen o ki Türklerden kurtulmak üzereyiz. Bu kutlu olayın gerçekleşmesi durumunda, dünyadaki tüm Hristiyan ırklarda, zafer şarkıları yükselmeli ve bu ilahiye tüm medeniyet aşıkları katılmalıdır.
Osmanlı imparatorluğu’nda yaşayan Hristiyanlar, yüzyıllardır umutlarını korudular. Hayatın zor ve bıkkınlık verici olmasına rağmen istirahat vakti geleceğine ve zulmün karanlık gecesinin bitip yeni günün başlayacağına emindiler.115
William John Hamilton
ingiliz jeolog William John Hamilton, 1835-1842 yılları arasında Anadolu’yu dolaşarak Researches in Asia Minor, Pontus and Armenia (Küçük Asya, Pontus ve Ermenistan’da Araştırmalar) kitabını yazmıştır. Kitapta, Osmanlı imparatorluğu’nun sınırları içerisinde kalan bölgenin tamamı; coğrafyası, tarihi, yeryüzü şekilleri, bitki örtüsü ve jeolojisi istihbaratçı gözüyle anlatılmıştır. Hamilton’a göre Türk halkının gelecekte gösterebileceği yetenekler çok sınırlıdır. Hamilton buna gerekçe olarak islam dinini göstermiş ve islam’a olan karşıtlığını her fırsatta dile getirmiştir.116 Hamilton, Anadolu’yu analiz edip ingiliz derin devletine Türkler aleyhinde raporlar sunan ingiliz derin devletinin gizli ajanlarından bir diğeridir.
Stratford Canning
Stratford Canning, Osmanlı Devleti’nde uzun süre büyükelçilik görevi yapmıştır. Osmanlı dış siyasetinde sözü geçen ingiliz derin devleti ajanlarından biridir. Tanzimat Dönemi’ne denk gelen 1842-1857 yılları arasındaki görevinde ingiliz dostu Mustafa Reşit Paşa ile yakın bir dostluk kurup istanbul’daki en güçlü yabancı devlet adamı haline gelmiştir. 1853 yılında Osmanlı ile Rusya arasındaki anlaşmazlıkta barış yolunu engellemiş ve bu sebeple Kırım Savaşı başlamıştır.
Civinis Efendi, Canning’in istihbarat şefidir. Rum Civinis Efendi, Ege adası Mikonos’ludur. Yıllarca St. Petersburg’da yaşamış; sarayda Çariçe’nin özel hizmetçilerinden biri olmayı becermiştir. Sarayda görevli bir subayın kızıyla evlenmiş, ancak daha sonra Çariçe’nin mücevherlerini alarak Rusya’dan kaçmıştır. Ardından üzerinde imam kıyafetleri ile Anadolu’da görülmüştür. Cami cami dolaşıp vaaz vermiştir. Civinis Efendi, daha sonra, Ege Denizi’nde yatıyla gezen zengin bir italyan rolünde ortaya çıkmıştır. Adını, Comte de Rivoroso olarak değiştirmiştir. Rum asıllı, Fransızca-ingilizce-Rusça konuşan Civinis Efendi herkesin ilgisini çekmeyi başarmıştır.
Canning’in takdimiyle Sadrazam Mustafa Reşid Paşa ile tanışmış ve hemen akabinde Sadrazam tarafından kendisine miralay (albay) rütbesi verilmiştir.
Böylelikle, ingiliz derin devletinin güdümündeki Osmanlı istihbarat Örgütü’nün başına geçirilmiştir. Kısa zamanda kurduğu ekibine tanınmış tüccarların, paşaların özel hayatlarını izlettirmeye başlamış ve toplattığı dedikoduları rapor haline getirmiştir. Kısacası, ingiliz derin devletinin üyeleri tarafından kurulmuş olan ilk Osmanlı istihbarat teşkilatının başına, ingiliz derin devletinin ajanlarından biri getirilmiştir.117
Canning döneminde ingiliz vatandaşı William Churchill, Osmanlı Devleti içinde ilk özel gazeteyi çıkarmaya başlamıştır. Serbest piyasayı savunan Ceride-i Havadis, Osmanlı ekonomisinin ingiliz etkisi altına girmesini sağlayacak politikaları savunmuştur. Canning, 1820 yılında henüz 34 yaşında iken Privy Council üyeliğine seçilmiştir. Canning’in, Yunan isyanı sırasındaki aktif rolü sebebiyle, bir dönem Yunan Kralı ilan edilmesi bile düşünülmüştür. Osmanlı-Mısır donanmasının ateşe verildiği Navarin Deniz Muharabesi’nde, ingiliz ve Rus donanmalarının birlikte hareket etmesini sağlamıştır. 1851’deki Kırım Savaşı öncesinde Canning, Osmanlı yöneticilerini Rusya ile barış şartlarını kabul etmemeye ikna etmiştir. ingiliz Başbakanı William Gladstone, Türklerin Avrupa topraklarından sürülmesi gerektiğini anlattığı Bulgar Dehşeti ve Doğu Sorunu raporunu, Stratford Canning’e ithaf etmiştir.
Canning, Osmanlı’da kötülüğün kaynağının islam dini olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiştir (Yüce dinimizi tenzih ederiz). islam dininin adaletsizliğin ve zayıflığın temeli olduğunu iddia eden Canning’e göre, Osmanlı’nın gelişmesi ve zenginleşmesi için islam’dan uzaklaşması gerekmektedir.
Tümünü Göster