/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 76.
    0
    ingiliz Muhipler Cemiyeti ve işgal istanbul’unda ingiliz Dostları

    ingiliz Muhipler Cemiyeti (ingiliz Sevenler Cemiyeti), Osmanlı devlet adamlarının ingiltere yanlısı duruşlarının geldiği en üst noktadır. Cemiyet, istanbul ve Anadolu’nun işgal edildiği bir dönemde kurulmuş ve bağımsızlık hareketinin bastırılmasında ingilizlerle saf tutmuştur. Cemiyetin faaliyetleri ile ilgili detaylara istanbul’un işgali bölümünde değinilecektir. Bu bölümde, cemiyet üyesi siyasetçiler ve “işgal istanbul’undaki” siyaset alanındaki etkisi konu edilecektir.

    Cemiyetin kurucularından Damat Ferit’in yerine sadrazam olan Tevfik Paşa da, benzer şekilde ingiliz yanlısıdır. Göreve başlarken ilk demecinde, “ingiltere ile eski dostluğumuzun yeniden kurulmasını” hedeflediğini bildirmiştir.

    Tevfik Paşa, 22 Kasım 1919’da Londra’da büyükelçilik görevindeyken de “Osmanlı ile ingiltere arasında savunma üzerine bir birlik kurmayı” düşündüğünü, “Türk ulusunun, Padişah’tan halka dek Büyük Britanya’ya güveni olduğunu ve bu güveni başka herhangi bir ulusa besleyemeyeceklerini” söylemiştir. Bu ifadeleri verdiği sırada ingiltere, Paris Konferansı’nda Sevr Anlaşması’nı hazırlamakta ve Osmanlı imparatorluğu’nu kağıt üzerinde paylaşmaktadır.

    Tevfik Paşa, ingiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon’a; “Zatı Şahanenin (Padişah’ın) kendi ülkesiyle taç ve tahtı için tek umudun, Türkiye ile Büyük Britanya arasındaki eski ilişkilerin yeniden canlanmasında olduğuna şiddetle inandığı ve bu konu için düşünülebilen biçimlerin en iyisiyle uyuşmaya hazır bulunduğunu” söylemiştir.

    Tevfik Paşa’nın barış önerisi şöyledir:

    ingiltere ile Osmanlı arasında bir antlaşma imzalanacaktır. Antlaşma gereğince, Osmanlı, bütün ulusların yararına yansız olarak Boğazların serbestisinin korunmasını ingiltere’ye bırakacaktır. ingiltere, bu amaçla kendi askerlerini ya da Türk jandarmasını kullanabilecektir. Türk Hükümeti, Türk jandarmasını ingiltere’nin buyruğuna verecektir. Dahası Boğazların serbestisini korumak için gerekli toprak şeridinin yönetimi ingiltere’nin eline verilecektir… Böyle bir antlaşma, ingiltere’nin Hilafete düşman olduğu ve Türkiye’yi yıkmak istediği yolundaki Hindistan’da ve öteki yerlerde yaygın olan düşünceyi, hemen ve bir daha canlanmamak üzere silecektir. Antlaşma, bu düşüncenin tam tersinin parlak bir kanıtı olacak ve ingiltere’nin, Hilafetin koruyucusu ve dostu olduğunu bütün islam dünyasına açıklayacaktır.106

    Mütareke sonrası istanbul’da ilk hükümeti kuran Ahmet izzet Paşa da, Kuva-yi Milliye’yi gereği gibi benimseyememiş; Ankara’ya söz vermesine karşın istanbul hükümetlerinde görev almıştır. ingiliz işgal kuvvetleri subaylarından John Godolphin Bennett’le görüşmesinde; “Britanya’nın Türkiye ile dost olma isteğinde olduğuna inanabilmesi durumunda, Mustafa Kemal’i, Britanya Başkomutanı ile buluşturarak, Yunanların Anadolu’yu boşaltmaları konusunda bir uzlaşma sağlanması için bütün gücünü kullanacağını ve onu inandırmaya çalışacağını” söylemiştir. Açıktır ki, Yunanların Anadolu işgali, tümüyle bir ingiliz derin devleti planıdır ve derin devlet elemanları bunu istedikleri zaman durdurabilmektedirler. Sevr ve Lozan Antlaşmalarının incelendiği bölümlerde, bu gerçek detaylarıyla anlatılacaktır.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster