-
76.
+3Hemen o tarafa koştum. Kapıyı açıp içeri giren kişi Kaan'dı. Asker ise ölmüştü. Kaan beni görünce korktu. Ona ne yaptığını sordum. Bana "Bu askerler bize zaman kaybı. Erzağımızı bu adamlara veremeyiz." dedi. Şok olmuştum. Kaan'a döndüm ve "Onlar da bizden. Türkler. Deneyimli askerler bizim işimize yarar." dedim. Bana silahı doğrulttu. "Hayır Eren. Bu yanlış. Onlar gereksiz. Bize zaman kaybı. Beni gördün. Bir tehditsin." dedi. Bir silah sesi duydum. Kaan yerdeydi. Kafasından kurşun yemişti. Kafamı sağa çevirdim ve Buğra oradaydı. Dizlerinin üstüne çöktü. Ona koştum. "Kaan'dan bunu beklemezdim." dedi. "Ben de." diyerek onu kaldırdım. ikimiz de şok olmuştuk.
Kaan ve askerin cesedini taşıdık. Gömecektik. Diğer iki asker yıkılmıştı. Biz de yıkılmıştık. Kaan bunu yapmazdı, yapamazdı. Onları gömdük ve kahvaltı yaptık. Caner'den özür diledim. Sebebini sorunca ona o askeri onun öldürdüğünü düşündüğümü söyledim. Bana baktı ve "Senin yerinde olsam ben de öyle düşünürdüm." dedi. Birbirimize baktık ve güldük.
Düşündüğüm tek bir şey vardı. Birileri silah sesini duyup buraya gelir mi? Bunu öğrenmenin tek yolu beklemekti.
başlık yok! burası bom boş!