-
26.
0Russell’ın bahsettiği bu plan günümüzde büyük ölçüde uygulamaya geçmiştir. Ortadoğu’nun ve özellikle Afrika’nın sahip olduğu ham maddeler şu anda ayrı ulusların himayesi altındadır. Bu ayrı ulusları temsil eden her bir şirket de ingiliz derin devletinin kontrolü altındadır. Afrika’daki ham maddeler, tam olarak Russell’ın belirttiği gibi sanayiye muhtaçtır ve bu sanayi olmadan söz konusu ülke kendi ham maddesini çıkarıp işleyememektedir. Afrika’daki sistem, özellikle böylesine ilkel ve aciz bırakılmıştır. Bu mekanizma ile Afrika’nın zengin kaynakları, sürekli olarak ingiliz derin devletinin idaresi altında olacaktır.Tümünü Göster
◉ 300’ler Komitesi’nde çok sayıda “eğitmen” ve “lider” bulunmaktadır. Bunların tek görevi ise olabildiğince çok sayıdaki kitleleri, ani ve kabul edilemeyecek büyük değişikliklerin “bir anda olduğuna” ve bu yüzden de kabul edilmeleri gerektiğine inandırmaktır.34 Ülkelerdeki ayaklanmalar, savaşlar, darbeler hep bu sinsi alıştırma politikasının bir sonucudur.
◉ Ülkeler içinde gerçekleşecek olan isyan, kargaşa ve krizler ise mutlaka demokrasi adına gerçekleştirilmelidir. “Demokrasiye kavuşacağız” diyerek başlayan Arap Baharı, kendi kendine ve bağımsız başlamamıştır; bilinçlenen bir halkın bir kıvılcımla hareketlenen ani bir ayaklanması değildir. Arap Baharı, söz konusu Komite tarafından yıllar öncesinden planlanan Ortadoğu’yu ele geçirme projesinin bir aşamasıdır. Suriye’nin bugünkü hale gelmesi, Irak’ın karışıklıklardan kurtulamaması, Libya, Yemen ve Ortadoğu’nun diğer tüm bölgelerinin krizler içinde kaynaması ingiliz derin devletinin kurgulu bir planının sonucudur ve bu plan şu anda tasarlandığı gibi işlemektedir.
◉ Pek çok terör örgütü ile ilişkiler kurmak; legal devletleri, bağımsız ulusal hükümetleri bu terör gruplarıyla görüşmelere zorlamak da söz konusu Komite’nin görevleri arasındadır. Bunun için, her zaman olduğu gibi “demokrasi”, “insan hakları”, “temel hak ve özgürlükler” gibi sihirli kelimeler kullanılır. Bu durum, ülkemizde çok aleni bir şekilde yaşanmıştır. Hükümetimiz, terör örgütü PKK ile masaya oturtulmaya çalışılmış, fakat çok geçmeden burada oynanan oyunu fark etmiştir. Hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın duyarlı tavrı neticesinde terör örgütü ile doğrudan mücadele başlatılmıştır. Ancak bu mücadele, ingiliz derin devletinin planlarına hiç uymadığından, Türkiye sürekli olarak Avrupa, özellikle de ingiltere tarafından baskı altına alınmış, Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda Türkiye’ye sürekli olarak tehditler savrulmuştur. Aynı anlarda PKK, doğrudan ingiliz derin devletinin idaresi altındaki kurumlar ve kişiler tarafından koruma altına alınmıştır. PKK konusunda oynanan bu oyuna ve bu konuda derin devlete yardımcı olan yancılar konusuna başka bir bölümde değinilecektir.
başlık yok! burası bom boş!