0
Peki Ya Cehenneme Davetiye Çıkardıysak?
“Cehenneme kadar yolun var!”, geriye dönüp baktığımda belki de en içten öfke
cümlesi. Her insan çok öfkelendiğinde, karşısındaki için cehennemi diler. Ancak neden? Nedir
bu cehennem, gördüler mi daha önce? Sorunun cevabı kesin. Şu an dünyada olan hiç
kimse, gerçek cehennemde bulunmamıştır. ilahi kitapların hepsinde cehennem kimi zaman
sanatsal, kimi zaman da korkutucu bir biçimde betimlenmiş olsa da; her insan için cehennem
betimlemesi farklıdır. Peki neden? Cevap insanın korkularında ve tecrübelerinde. Kişinin canını
yakan şeyleri cehennem olarak nitelediğini söylemek pek de yanlış bir yargı olmayacaktır.
Çevrenizdekilere sorun, sizin için cehennem nedir diye. Farklı farklı yanıtlar alacaksınız. Ancak
her yanıtın ortak bir yönü olacak, o da her cehennemin kaynağında insanın olması.
Çevreciler, bilim insanları, hayvan severler; her gün haykırıyorlar. Bu dünyaya en büyük
zararı veren varlık insandır diyorlar. Bir bakıma haklı olduklarını söyleyebiliriz. Sanayi
devriminden öncesine bakalım. insanlar ve doğa, ikisi de birbirini tamamlar nitelikleydi.
insanlar hayvanlardan fayda sağlıyorlardı tabii ki, ancak o zamanlar insan doğanın bir
parçasıydı. Şimdi dönelim şimdiki zamana, sanayi devriminin yarattığı düzene, çoğu hayvanın
soyu tükendi. Türler her geçen gün azalmaya devam ediyor. Eskiden insanlar ve hayvanların
dünya üzerindeki dağılımı sayısal olarak eşitken, şimdilerde insanlar dünyaya sığamaz hale
geldi. Kimi insanlar da bunu bir cehennem olarak görüyorlar. Bir düşünün; insanlar öyle hızlı
çoğalıyorlar ki, kendi dünyalarına sığamıyorlar. Sonuç olarak; kaynaklar tükeniyor, insanlar
ölüyor. Yani insanlar bir bakıma kendi kendilerini öldürüyorlar. Bu senaryoyu bir bilim kurgu
romanında okusaydınız, bunu fantastik bir cehennem kurgusu olarak da nitelendirebilirdiniz.
Ne yazık ki, bu bir kurgu değil. Hani her cehennemin merkezinde insanlar vardı ya, bu
örnek de bu tezi kanıtlıyor aslında. Dan Brown günümüzün en tanıdık yazarlarından birisi.
Kurguladığı kıyamet teorileri ile hem insanları dehşete düşüren, hem de insanlarda hayranlık
uyandıran bir gerilim ustası. Geçtiğimiz günlerde ‘Cehennem’ kitabı filme uyarlandı. Kurgu
basit, insanların fazla çoğalması üzerine bu popülasyon artışını önlemek için bir hastalık
geliştiriliyor. Öyle bir hastalık ki, milyarların ölümü ile sonuçlanacak. Filmin kahramanları ise
buna engel oluyorlar ve senaryo da bu şekilde ilerliyor. Dan Brown’ın yarattığı bu gerilimde
dikkat çeken asıl unsur, yaratılan cehennem kurgusu ve değişen dünyanın insanlar sayesinde
ne kadar da dehşete düşürücü bir hale geldiği. Filmdeki bu cehennem olgusu aslında tam
olarak da bir kurgu değil. Gerçeğe yakın bir kurgu Dan Brown’ın yarattığı. Sonuçta insanların
kontrol edilemez bir hızda çoğaldığı ve bununla birlikte kaynakları ne kadar hızlı
tükettikleri ortada. Uzaktan bakınca bile ne kadar korkunç bir tablo, değil mi?
Ne var ki, bu tabloya çok da uzak değiliz. Şimdilik sadece bir film olarak karşımıza çıksa
da, bu kıyamet senaryosu belki de günümüze en yakın olan senaryo. Eninde sonunda her
fantezide bir gerçeklik payı vardır. Dan Brown’ın kurgusunun cazipliği de bir bakıma bu
senaryonun gerçekliğinden kaynaklanıyor, bir de bu senaryoyla başa çıkmada kullanılan sıra
dışı yöntemden tabii ki. Filme göre tek çıkış yolu, dünya nüfusunu azaltmaktan geçiyor. Bunun
da tek yolu insanları öldürmek gibi gözüküyor. Politikacıların gözünden bakınca bir insanlık
suçu. Gerçi, her perspektiften korkunç bir durum insan soykırımı yapmak. insanlar arasında
doğal olmayan bir seçilim yaparak, dünyayı boşaltmak belki anlık bir rahatlık sağlayacak ancak
gelecekte insanları bekleyen senaryoyu sadece erteleyecektir.
Peki sonuç? Çıkarılabilecek belki de en mantıklı sonuç, insanların yaşam tarzlarını
değiştirmesi gerektiği. Bunun için de ihtiyaç olan şey eğitim ve bilinç. Bu bahsettiğimizsenaryo şimdilik uzakmış gibi gözükse de, kaynakların tükenme hızına bakınca pek de uzakta değil. Yani,
Dan Brown’un fantezisi tam olarak bir senaryo değil. Bir fragman demek daha doğru. Bize
yapılmış bir ön gösterim. insanlar, kendilerinin bulunmak istemediği ve sevmediği insanların
olmasını istedikleri yer olarak nitelendiriyorlardı değil mi. işte önümüzde geçekleşme olasılığı
oldukça yüksek olan bir senaryo var. Madem cehennem olmaktan kaçtığımız bir numaralı yer,
insanların çok geç olmadan bir şeyler yapmaları gerekiyor. Bilinçlenmek gerekiyor. insanlar
bilinçli yaşamaya başlarsa, belki de kıyametin kapısından dönebiliriz. Cehennem şu an
hayatımızın kapısına yaklaşıyor. Hiçbir şey yapmadan onu içeriye mi buyur edeceğiz, yoksa
kapıdan çevirecek miyiz? Karar bize ait. Geleceğimizi kurtarma kararı bize ait.
Kaynak:
Inferno. Yön. Ron Howard. Oyun. Tom Hanks. Columbia Pic. 14.10.2016
Tümünü Göster