-
76.
0Part 39Tümünü Göster
Feribota geçtiğimizde artık güneş doğmuştu. Sema’nın üzerinde fermuarlı kazağım, benim üzerimde yine başka bir fermuarlı kazak, boynumuzda atkı Çanakkale boğazını seyrediyorduk. Keyfimiz yerindeydi. istanbuldan uzaklaşınca sanki unutmuştuk kötü hatıraları. Sanki orda bırakmıştık herşeyi. En güzel boğaz yolculuklarından biriydi bu benim için.
Artık geliboludaydık. Bütün şehitlikleri gezdik. Fotoğraflar çekildik. Hediyelik eşyalar aldık. Anahtarlık, magnet, mermi şeklinde kolyeler ve dahası. Artık dönüş yolu gelip çattı. Herkes aşırı yorgun, otobüse binen koltukta sızıyor. Manzara o kadar komikki, ağzı açık uyuyan mı dersin, fermuarı açık yürüyen mi dersin, her tipten öğrenci bizim otobüse doluşmuş.
Bayılıyorum gece yolculuklarına… Oturduk yine yerimize. Sema başını yasladı omzuma, kulaklığımızı taktık, müzik dinleye dinleye başladı istanbul yolculuğumuz. Yaklaştıkça gerildik sanki… Bir ben uyuyorum bir Sema uyuyor. Ara sıra Hande bize laf atıyor. Öyle sıkılmışki Sarı Fırattan, Semanın yanına geçmek için resmen yalvarıyor :D Ben de uyuzluk yapıyorum tabiki. Verir miyim yerimi? Asla vermem :D
istanbula varmıştık artık. Yolculuk başladığı gibi hızlı bitmedi. Milletin perti çıkmış. Otobüsten inerken ahlar vahlar edenler çoğunlukta.
indik otobüsten hep beraber, vedalaştık. Serdar beni bekliyordu köşede. Hande Sarı FIrattan kurtulmanın ferahlığını yaşıyordu :D Annesi ve babası gelmiş Semayı almaya. Hande de onlarla gidicek. Hırkamı çıkardı Sema uzattı bana. Aldım. Hiç konuşmadık. Bakışarak vedalaştık. Arabaya binişini, arabanın gidişini izledim. iç çekerek Serdarın yanına geldim. Keşke o gece hiç bitmeseydi. Hırkayı koklaya koklaya başladım yürümeye, Serdar yanımda. ikimizde mutluyduk.
‘Ah be kardeşim, keşke Tuğba da olsaydı seninle beraber…’
‘Ya kanka açma şu mevzuyu. Kapandı o konu, bitti gitti benim için…’
‘Peki peki tamam. Kanka varya çok güzeldi lan. Uyuz oldum ufak tefek şeylere ama artık takmıcam kafama. Olum şu hırkanın kokusu varya… Kardeşim aşığım aşık. Anlıyor musun? Seviyorum uleeennn! :D’
Gülüşerek şakalaşarak dağıldık evlerimize. içimde bir tuhaflık vardı fakat ömrüm boyunca unutmayacağım bir yolculuk yaşamıştık. içimdeki tuhaflığın tek sebebi kötü şeyler yaşama korkumdu.
Sema beni seviyordu evet. Fakat bir türlü affedemiyordu. Aklından bir an bile çıkmıyordu ona yaptığım şey. Bana güzel davranmaktan, beni sevdiğini söylemekten alıkoyuyordu onu bu acı. Bunu bildiğim için katlanıyordum herşeye. Bir gün biticekti elbet bu. Unutacaktı. Sahi unutacak mıydı? Aklımda bin bir türlü sorular… Bir yandan aşırı darlanıyordum. Bir daha bu zamanları yaşayamayacağımı düşünüyordum… Bir yandan da Semadan asla vazgeçmeyeceğimi. Dibine kadar gideceğimi. Çileyse çile, acıysa acı ulan!
başlık yok! burası bom boş!