-
76.
0Part 36Tümünü Göster
Okul, derslerim, sınavlar ve bunun gibi geleceğimle alakalı konularda tamamen duyarsızlaşmıştım artık. Sınav tarihlerini bile bilmiyor, sınav günü kağıt dağıtılınca sınav olacağını idrak ediyordum. Geleceğim için çaba harcamam gerekirken ben sadece ve sadece Semaya odaklanmıştım.
Sema yaşadığı hayal kırıklığını atlatmış görünse de içinde acısını yaşıyordu. Yine de çok güçlüydü. Derslerini boşlamıyor tamamen sorumlu davranarak önem vermesi gereken herşeye önem veriyordu. Ben başaramıyordum. Treni kaçırmıştım, hala arkasından koşmuyordum. Diğer trenlere de binmeyip kendimi cezalandırıyordum sanki. Yerin dibine giresim vardı, telafi edecek hiçbir nokta bulamamanın verdiği stres mide ağrıları yaşamama sebep oluyordu.
Çok mu büyütüyordum? Bilmiyorum… Kendi kendime konuşma seanslarım sırasında:
‘Ulan yavşak herif, madem bu kadar seviyordun da ne diye yedin o takları? Ne gibime yaptın bu hatayı?’
Çok doğru bir soru değil mi? Neden ulan? Neden? Çocukluk, ergenlik, yavşaklık, ciğersizlik… Ne derseniz deyin. Haklısınız.
Sema ne dese haklıydı. Kaldıramadığım şey benimle yoluna devam etmesine rağmen beni çıldırtacak şeyler yapmasıydı…
Nasıl geçerdim bunun önüne? Ya ayrılacaktım ve uzaktan izleyecektim, ya da katlanıp cezamı çekip herşeyin eskisi gibi olacağı günü bekleyecektim. Ben ikinci seçeneği tercih ettim. Daha ilk yumrukta ağır yara almıştım fakat pes etmek yoktu…
Her okula gidişimde başka bir manzarayla karşılaşmak korkusundan elim ayağım titriyordu. Kerem olayının hemen ertesi günlerinde dayanamamıştım.
Okula gelip çocuğu sınıfından aldım. Serdar arkamdan koşuyor, ‘Abi yapma, gibtir et, uğraşma, istedikleri bu, oyuna gelme!’ diye telkinlerde bulunuyor fakat ben ise söylediklerini umursamıyordum.
Tuvalete girdik Keremle. Serdar yanımda, tetikte bekliyordu. Kaş göz yaptım. Kapıyı kapattırdım. Sakin bir ses tonuyla:
‘Kerem, Semanın benim kız arkadaşım olduğundan haberin var dimi?’
‘Evet var. Problem nedir?’
Bu kelimeyi duyduktan sonra benim frenim patlamıştı artık. Yakasından tuttum:
‘Olum bak lan bana bak yüzüme bak lan! Bir daha onunla konuştuğunu duyarsam seni buraya sokarım dışarı çıkamazsın! Duydun mu lan beni! Duydun mu! Yavşak seni! Ayıp değil mi lan bile bile yavşaklık yapıyosun it herif! Diyerek duvara ittim Keremi. Çok sakindi, ‘tamam, peki’ minvalinde cümleler ile geçiştirmeye çalışıyordu. Serdar da bir yandan kolumdan tutuyor, vurucağımı hissederse tutucak belliki. Kerem durdu, sonra:
‘Yalnız şunu bil, kız arkadaşını ben eklemedim, o beni ekledi, o konuşmak istedi.’
Bu lafları duyduktan sonra yakasına yapışıp tekrardan duvara ittirdim Keremi. Ağzım nerdeyse yüzünün içindeydi:
‘Bana bak lan düzgün konuş! Ne olursa olsun lan konuşmicaksın. Yoksa bu kadarla kurtulamazsın! Yapmış bir hata, ben onu da uyarıcam sen rahat ol!’
Derin derin nefes alıyordum, titriyordum ve kendimi bir an çok güçsüz hissettim. Karşısında eziliyordum Kerem’in. Sema eklemiş… Sema konuşmuş… Resmen kız arkadaşımın birileriyle konuşmasını engellemeye çalışan ezik bir adam durumundaydım şimdi. Çok ağır geliyordu… Ellerim yavaşça gevşedi Kerem’in yakalarından. Kerem döndü arkasını gitti. Serdarla başbaşa kaldık. Zil çoktan çalmıştı, Serdar:
‘Kanka derse geç kalıcaksın, hadi sınıfa geç.’
Söylediğine hiç aldırış etmedim. Yüzüne baktım:
‘Sigara var mı?’
‘Var kardeşim.’
‘Tamam hadi sahile…’
Serdar zaten öğlenciydi. Erken gelmişti. Fakat benim için endişeleniyordu:
‘Derse girmiyorsun! Kaç gündür sürekli kantindesin! Kendine gel artık! Alet olma şu oyunlara! Yeter!’
Çok sakindim:
‘Gel sigara içelim konuşuruz.’ Dedim kısık sesle. Çıktık sahile yürüdük. Serdar ne dese haklıydı ve ben herşeyin farkındaydım. Fakat bir problem vardı. Kendimi onu engellemekten alıkoyamıyordum. Dayanamıyordum. Mücadele edip bu cezaları çekip aramızın düzeleceği günü bekliyordum.
‘Serdar, kardeşim. Sen bana ne anlatıcaktın?’
‘Hiç sırası değil kanka hiç hemde.’
‘Lan anlat, sakinim tamam sıkıntı yok.’
‘Ya Çanakkale gezisi olacakmış, ona gidiyor muyuz diyecektim.’
Bir rahatlama gelmişti bana. Kötü bir haber duymak korkusu beni resmen pgibolojik bunalıma sokmuş olmalıki sürekiş heyecanlıydım.
‘Oha lannnn, süper olurr!! Sema da gelir, bak varya efsane olur kardeşimmm. Gidelim gidelimmmm.’
Bir anda umut kaplamıştı içimi. Gezi belki bizi eskisi gibi birbirimize yanaştırırdı….
...
başlık yok! burası bom boş!