1. 1.
    0
    Rüyamda bir sokak arasındayız. Hava kararmış ama etraf hala kalabalık. Selim ile cin’lerle ilgili hararetli bir konuşma yapıyoruz. Ben her zamanki gibi bu konuda şüpheliyim ve ona inanmıyorum.

    Konuşmanın bir yerinde diyorki: “Cinler gerçek.”

    “Hatta şu an burda bir tane var. Karşımızdaki adamın sağ omuzuna dikkatlice bak.”

    Karşımızda telefonla konuşan orta yaşlı bir adam var. Omuzunun üzerine dikkatlice bakıyorum ama hiç bir şey gözükmüyor.

    Selim kendinden gayet emin bir şekilde “Şu an aslında orda, ama görmek için bütün dikkatini vermelisin” diyor.

    Bu sefer kafamda hiç bir düşünce olmadan, sanki meditasyon yaparmış gibi omuzun üzerindeki boşluğa sadece ‘bakıyorum’. Bakarken de içimden, cinlerin gerçek olup olmadığını sorguluyorum, ama aynı meditasyon sırasında yaptığım gibi kafam dağıldığını farkedip dikkatimi sağ omuzun üzerine geri döndürüyorum.

    Adamın omuzuna böyle boş boş bakmaya devam ederken birdenbire kafama bir baş ağrısı saplanıyor. Başağrısının artması ile nasıl oluyorsa konsatrasyonum da artıyor ve gerçekten bir şeyler görmeye başlıyorum.

    Omuzun üstünde küçük bi suratın silüeti belli belirsiz bana bakıyor. Gördüğüm küçük adam bağdaş kurmuş, tamamen ifadesiz ve hangi yönden bakarsam bakayım suratı hep bana dönük.

    Dikkatimi arttırdıkça siluet daha da belirginleşiyor. Gördüklerimin gerçek olduğuna şaşırıp çok heyecanlanıyorum.

    Cin’in silüeti ve bakışları belirginleştikçe kafamı başka bir yöne çeviremediğimi farkediyorum. Beynimin içinde bir çeşit elektriksel uğultu gittikçe yükseliyor ve o an felç geçirdiğimi anlıyorum.

    Ayaktayım ama sanki ağır bir uyuşturucu ile kitlenmiş gibiyim. Ne konuşabiliyor ne de gözlerimi cin’den ayırabiliyorum. Kafamın içindeki garip uğultu ve titreşimler daha da artarak dayanılmaz hale geliyor.

    Aniden bütün bunların ancak bir rüya olabileceğine karar verip uyanmaya çalışıyorum, ama bir türlü uyanamıyorum.



    Rüyamda bir süre daha cin’den bakışlarımı kaçırmaya, kafamı başka yöne çevirmeye çalıştım.

    En sonunda gözlerimi gerçek hayatta açabildim. Artık rüya görmüyordum ama kafamdaki sesler ve baş ağrısı aynı şiddette devam ediyordu.

    Bilincim tam açık olmasada kendi odamda olduğumun ve uyandığımın farkındaydım, ama üzerimdeki yorgan sanki 100 kiloymuş gibi bir türlü doğrulamıyordum.

    Ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre gözlerim açık, tamamen haraketsiz kitlenmiş bir şekilde yatakta bekledim. Beynimdeki sesler azalıp, biraz daha düşüncelerim normalleşince ayağa kalkabildim.

    Ayağa kalktığımda yaşadıklarımın rüya olup olmadığını hala çözememiştim. Kendimi yatakta öyle sıkmışım ki yürürken bacaklarım ağrıyordu.

    Biraz zaman geçtikten sonra da sakinleştim ve hiç korkmadan uyudum.

    Şu an bu yazıyı yazarken ertesi gün öğlen saatlerindeyiz. Hala kafamda garip bir ağırlık ve hafif karıncalanmalar var.

    Sanıyorum cinler gerçek.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster