-
3476.
+44 -1evet beyler 5 6 part atmaktansa dev gibi bir entry ile bu hikayeyi bitirmek istedim.Tümünü Göster
bazınıza göre "efsaneler arasına girer " dendi. bazınıza göre "bu ne lan amın oğlu bu nasıl hikaye yalanını gibeyim" dendi. bazınız "hızlı yaz ulan dıbına kodumun andavalı" dedi bazınız. "yazma artık aq bu ne" dedi. bütün yazılan yorumlar benim için değerlidir. ayrıca bitmiş sayılmaz yani benim için daha bitmedi. biliyosunuz bu yannan kürek hayat ne yazık ki devam ediyor benim için ve bu olaylardan sonra yannan gibi bi ilişki yaşadım bi nevi bunların intikdıbını aldılar. her neyse. yazdıklarımdan anlam cıkartmıssınızdır bi şekilde. okuyan şuku atan çügü atan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum çok değerli insanlarsınız. bu ortam çok değerli insanlarla dolu. kıymetini bilin bu sitenin. doldurmayın gelecek nesli fazla. ve son partımıza geçiyorum.
Ecem elindeki çaydanlığı masanın üstüne bıraktı. telefonunu almak için yöneldi vermek istemiyodum babası olduğunu anlamıştım.
E: b telefonumu verir misin?
B: Aşkım vericem bak annem gelicek annem gelmeden geç otur böyle görmesin bizi hadi
ecem yüzüme şaşkın şaşkın bakıyodu
E: b ne saçmalıyosun sen ya telefonumu versene
B: ecem bişeye bakıyorum vericem bak lütfen geç otur bi
ecem elime yapıştı annem mutfaktan gelip bizim bu halde olduğumuzu görse rezil olurduk. şahsen ben utanırdım.
telefonu elimde çekip çekiştirdi.
E: ya versene şu telefonu (dişlerini sıkmıştı)
zar zor elimi çimdikleyerek aldı. mesajlar açık kalmıştı. mesajı dikkatli okudu hatta bi ara telefona dalıp gitti ecemin suratındaki anlamsız ifadeyi hiçbir zaman unutmayacağım.
E: bu mesaj. ondan geliy...
Annem odaya dalmıştı
A: çayın yanında biraz bisküvi falanda getirdim.
ecem telefonu cebine koyup annemle sohbet etmeye devam etti. annem benim küçükken neler yaptığımı anlattı.
(merak ettiyseniz söylüyorum aq. 11-12 yaşında falanken bizim taşındığımız apartmanın arka tarafında lahm (tak) kuyusu vardı. bi gün o zamanların abileri falan var. top falan oynuyoduk. ben eve erkenden gideyim dedim. apartmanın etrafı kısa duvarlar ile kaplıydı. boyumu nereden baksan çok az aşıyordu. hiç unutmicam bunu aq eve erken gideyim düşüncesiyle çepere cıktım aşşağıya atlayayım dedim kuyunun içine düştüm aq kuyunun kapağı açıktı. derin değildi allahtan. boğulabilridim. düşünsenize ölmemeniz birinin sifonu çekmesine bağlı. aq neyse bundan başka bişey anlatmıcam cidden rezillik dolu bir çocukluk annem bunu anlatmadı ama. anlatsaydı cidden olay olurdu.)
Ecem bi saat daha oturup müsaade istedi. annemin elinden öptü kapıya yöneldi. bende dolmuş durağına kadar bırakmak için ecemle birlikte cıktım.
A: ecem kendine iyi bak kızım annene selam söyle annenide bekliyorum ona göre
E: peki efendim iyi günler
annem kapıyı kapattı asansöre bindik. ecem öfkeyle bakıyodu
B: ecem
E: hı
B: aşkım o mesaj
E: babam olacak namussuzdan geliyor. çekinemiyorum artık
B: sen görüşmüştün ama mesaj atma diye.
E: yetmemiş işte. zamanında anneme bana yaptıkları yetmedi heralde.
asansöre aşşağıya geldi. ecemin elini tuttum. ecemde elimi sıkmaya başladı.
B: iyi misin ?
E: hiç iyi gibi bir halim varmı?
B: kusura bakma soru benimkide.
ecem yanağımdan öptü.
E: sana sinirli değilim. aklıma annemin anlattıkları geliyor iyice cıldırıyorum. herşeye rağmen bide mesaj atıyor gerçekten hayatımda gördüğüm en yüzsüz insan.
B: bu konuda bana yorum yapmak pek düşmez ama o kadar şey yapıp üstüne sana mesaj atması. tuhaf.
E: demi. benim kızdığım şeyde o. utanmaz olması
aslında bi insanın evladı olunca nasıl hisseder bilemem. ama ecemin babasının yaptıklarıda cidden şerefsizliğe girer.
binadan cıktık. ecemle dolmuş durağına yürüdük. ecemi dolmuşa bindirdim denizi aradım. bi yandan denizin o hali bi yandan ecemin bu hali kafayı yiyecek gibi olmuştum.
D: Alo (o kadar bıkkınlık vardı ki sesten.)
başlık yok! burası bom boş!